Cumhuriyet bir dönüşümdür, toplum yapısından eğitime, siyasetten hukuka, sömürge bir ülkeden bağımsız, kendi kendine yetebilen bir ülkenin dönüşümüdür.
Sadece askeri zaferle elde edilen bağımsızlık ile ayakta duran değil iktisadi ve ekonomik bağımsızlık ile de perçinlenmesi gereken bir yaşam biçimidir.
İşte bu iktisadi ve ekonomik bağımsızlık, ancak ve ancak sanayi üretimi ile olabileceğini yaşayarak öğrenen ve gören, yeni ve ulusal bir ekonomi kurmak amacıyla çalışan, inanan, hedefleyen ve başaran bir kadro ile olabilir.
Bu kadro sanayinin, ulusal çıkarlar için, dışarıya muhtaç olmadan yetinebilen bir ülke olmak için, saygı ile sayılıp, halkçı, devletçi bir ekonomi yaratmak için gerekli olduğunu bilmiş bunu bir an evvel başarmıştır. Çünkü bunu mecbur görmüşlerdir.
Çünkü “sanayi mecburiyettir.”