Hiçbir şey acı vermiyor bana. Artık acı çekmenin de nasıl bir şey olduğunu bilmiyorum. Bunların da sonuna geldim artık.
Bunların da mı?
Diğerleri gibi. Her şeyin sonuna geldim.
"Biraz acı çektikten sonra ölenlere üzülme. Acı, onları gitmeye hazırlıyor. Düşünsene, sağlığın kuvvetin yerindeyken öleceğini öğrenmek nasıl olurdu..."
"Acaba, bir kadının sevdiği erkeğe gülümsediği gibi, bir kadına gülümseyen erkek var mıdır dünyada? Kadın, bir otobüs durağında, bir tren garında, evine yiyecek aldığı herhangi bir markette bile sevdiğine rastladığı zaman öylesine hazırlıksız ve teklifsiz gülümser ki! Bunun tersi de doğru olabilir tabii. Bir erkek asla, genelev salonundaki bir kız gibi yapmacıklı gülümseyemez. Ama genelevdeki kadın, bir gerçeği taklit eder diye düşündü. Erkeğin taklit edecek bir şeyi yok ki..."
Querry: "Dışarıda birisi bağırıyor," dedi. "Bir an için benim adımı söylüyor sandım... ama başkası ne bağırırsa bağırsın, insan hep kendi adını duymaya eğilimlidir. Sadece bir hecenin aynı olması yeter. Böyle benciliz işte!"
"Pendélé de ne? "
"Bilmiyorum. Arkadaş evinde bir dans, parlak sade yüzlü genç bir adam, ailecek Pazar ayinine gitmek ve belki de tek kişilik yatakta uykuya dalmak. "
Kitabın dili akıcı olmasa da işleyişi bakımından sürükleyicidir. Leprofille hastalığını (cüzzam hastalarının aşırı ilgisi olmak) öğrendiğim kitaptır.Ne hikmetse bu kitap dışında başka hiçbir yerde bu hastalıkla ilgili bir bilgi bulamasam da umduumu yitirmedim. Okurken Hülya Koçyiğit'li cüzzam temalı eski türk filmleri göz önüne gelse de konusu gereği nadir kitaplardandır. Okunasıdır.