Yerini alır. Toz gibi ufalanan kayaların kıyısında gezinir. Başdönmesiyle yoldaş olur. Aşırılığın zirvesinde şansa kement, cesarete kanca atar. Gözünü budaktan esirgemez. Tehlikenin sırat köprüsünde ip cambazlığı yapar. Olanaksızlığın eşiğinde köprü başı görevi görür. Bir tehlikeden kaçarken başka birine yakalanır.
M. -F. Lavaur
Işık ağacı vermez
kardan meyveler
Yoktur kardan tohumlar
Ne kardan portakallar ne de
karanfiller
Ne kuyrukluyıldızlar ne de kardan
güneşler
Uçsa bile kar, yoktur kardan
yapılmış kuşlar
Octavio Paz
...kimi zaman, don ve kasırga yüz şeytanla birlikte ince ince yağan doluyu birbirine karıştırdıklarında, karayel ve kar tanelerinin ağırlaşmış kanatları yitirir yollarını.
Samivel
Şakaklarımın arasında gidip gelen her şeyi, kuraklıktan çakıltaşına varıncaya kadar, kabuğunu çatlatıp gün ışığına çıkarmalı; aynı, gürlemesini arttıran, ilerleyen, dizlerinize dalga dalga çarpıp çatlayan bir dağ buzyalağında olduğu gibi...
Jacques Dupin