Kitabın ilk yarısını okudum ikinci yarısını atlaya atlaya okudum. Gerçekten tahammül sınırımin dışında bir kitaptı. Tamamıyla vakit kaybı. Ne aşk ne duygu ne de başka bişi vardı kitapta. Yazar resmen "Ali ata bak" minvalinda bir tarz kullanmış. Çift surekli kavga edip barıştı hiç bir sorun gerçekten çözülmedi ama evli mutlu cocuklu bitti şaka gibi.
Hiçbir şey söylemedi.Sadece öyle durup saçlarımla oynuyordu.
“Böyle yapmaya fazla alışma derim.Saçlarımda yakında gidecek.”
Bana kalbimi eriten bir gülümseme verdi.”Umrumda değil.Yine de aynı güzelliğinde olacaksın.”
Kitaba ilk başladığımda klasik CEO hikayesi demiştim. Hatta arka kapak yazısından konusu belli olduğu için okumak istememiştim. Lakin başka bir kitap bulmak için üşendiğimden okuyayım dedim.
Dediğim gibi ilk klasik olarak başladı sonrasında biraz değişti olaylar. Yine de 'aman Allahım eşi benzeri yok' denecek derecede olaylar değildi.
Bu arada kitap bir seriymiş. Toplam 5 kitaptan oluşuyor. Türkçeye ilk iki kitabı çevrilmiş. 2. kitapta, ilk kitap erkek karakter gözünden anlatılıyor. Ben ikinci kitaba gelen incelemeler ışığında onu okumamaya karar verdim.
≈Spoiler≈
Karakterlerin sürekli küsmesi beni sıktı. Özellikle çocukça hareketler daha bi sıktı. Elle'in hastalık sürecinin psikolojisine etkilerini bilmediğimizden önyargılı olmak istemiyorum ama sıktı yani ne yapayım. Hayır bir de önemli olayları birbirinden saklamayan karakterleri olan kitap var mı? Söyleyin gidip onu okuyacam. Sonra anlatırım, hazır değilim anlatmaya bla bla ve en sonunda gelen kavga anı. Klasik.
İyi okumalar.
Kitap başlangıçta bir Grinin 50 tonu havası verse de sadece o havayı vermekle kalmış. Kadın kahramanımız, gayet sempatik kendi halinde, yardımsever nir ressam. Kendi içinde sakladığı sırlar var ve bu da kitabı okutma sebeplerinden biri. Yine iyilikseverliği yüzünden tanıdığım erkek karakter, zengin, başarılı ve soğuk adam tavırlarında.
Kitaptaki karakterleri sevdim ama okurken hep bir şeyler eksik, grey, gabriel edasında bir erkek karakter var görünse de değil. Elley e yer yer sinir oldum. İç karmaşaları yüzünden...
Yazarın yazım dili çok basit ve havada bırakmış kitabı.. Yayınevinin daha özenli olmasını da temenni ediyorum çünkü baskılar kötü, sanki korsan kitap alınmış gibi.
bu kitap hakkında aşırı derecede konuşasım var.
şimdi Ellery adında karakterimiz önce buzlar kraliçesi gibi tanıtılmış ardından yaşama pıtırcığı çıkmış; Connor karakterimiz ise sert, duygusuz bir karakter olarak anlatılıp bir kaç sayfa sonra yumuş kalpli biri çıktı. Sadece soruyorum: Neden?
kitap genel olarak şey gibiydi yazar olurda başka roman yazamazsam her şey bu kitapta olsun da içim rahat etsin çünkü kitapta yok yok. kaçmalar, hastalık, aldatmasımsı bir olay, evlilik..
hasta olduğu kısımları ağlayarak okudum orası ayrı ama çok karambole getirilmiş gibiydi.
onun haricinde kitapta akıcılık yoktu okuyumda bitsin kafasında okudum kitabı yoksa çekilecek dert değil.
kitaba puanım: 2/5⭐
Kitabın başlarında her ne kadar da Elli Tonu - bknz. Ceo , adamın soyadı Black ? , dominant, tek gecelik playboyumuz, ikili ilişki problemleri felan filan ... - olayına girdik aha desem de her sakallı dedemiz değil deyip kendini ayrı rafa kaldırdı kitap kendisini. Gerçi adamın baskın olmaya çalışmaları çok zoraki geldi böyle yakıştıramadım, karaktere uyduramadım nedense.
Yalnızlıktan korkan kendi halinde sanatkar kızımız da baya samimi ama bi olaylar var ki aman yani ayık olun.
Epeydir ağladığım bir kitap okumadım da bu beni ezdi geçti. Neden ? Hassas olduğum yerden vurdu, herkesi ben gibi etkilenmeyecektir belki de takılmayın bu kısma. Keyifli okumalar...