Tuhaf yargılara , olmayacak güçlere tutsaktı insanlar . Gerçekte uçucu , bulutsu , ama aşılması olanaksız duvarlar içinde yaşıyorlar , burunlarının bir karış ötesini göremiyorlardı. Bir sisteydiler , iki adım ötesini bulandıran . Çevrelerini kuşatan bu sis içlerini kaplamıştı . Kişi kendini bile göremiyordu.Bulanıktı çevre , bulanıktı yolcu , doğa , ilişkiler . Ve sevginin yıldızı doğmamıştı daha . Onun ışığı vursa bu karanlığa , belki göz araştırmaya başlar , anlamaya çalışır , anlardı da.
Tuhaf bir renkteydi günler, akçıl ve geçmişe benzemeyen. Yine de zaman iç içe, iç içe değil de tek, Perihan hanımın elinden düşürmediği yün örgüye benziyor. Eski ilmiklerdir bugünün ilmiklerini tutan.