Tuhaf yargılara, olmayacak güçlere tutsaktı insanlar. Gerçekte uçucu, bulutsu, ama aşılması olanaksız duvarlar içinde yaşıyorlar, burunlarının bir karış ötesini göremiyorlardı. Bir sisteydiler, iki adım ötesini bulandıran. Çevrelerini kuşatan bu sis içlerini de kaplamıştı. Kişi kendini bile göremiyordu. Bulanıktı çevre, bulanıktı yolcu, doğa, ilişkiler. Ve sevginin yıldızı doğmamıştı daha. Onun ışığı vursa bu karanlığa, belki göz araştırmaya başlar, anlamaya çalışır, anlardı da.
Yazarımız Oktay Rıfat,1980 yılında yayınlanan bu romanıyla 1981 de Madarali Roman Ödülü ' mu almış.Oktay Rıfat ' in çok güzel sii kitapları da okurlar tarafından çok begenilmektedir.Danaburnu' nun haricinde iki romanı daha mevcuttur.Romana gelirsek İnatlar köyünde yaşayan gariman Mehmet ' in hasta anasını kasabaya getirmek için günlerce verdiği mücadeleyle başlarız okumaya.Cesitli kesimlerden insanların hayatları,yaşam koşulları,yokolan insanliklar,bir inat uğruna göz göre göre cinayete kurban giden gencecik (aptalca)bir insan ve yine gariban Mehmet ve hasta anasıyla sona eren güzel bir kitap okudum.
DanaburnuOktay Rifat · Yapı Kredi Yayınları · 200861 okunma
- İyi çocuktur, temiz çocuktur, ne var ki bir iş geldi başına, bir karıyı bıçakladı sokak ortasında.
- Öyle bir çocuğa da benzemiyor.
Sokak ortasında kadın bıçaklayan birini ne sanıyordu kim bilir! Tuhaf yargılara, olmayacak güçlere tutsaktı insanlar. Gerçekte uçucu, bulutsu, ama aşılması olanaksız duvarlar içinde yaşıyorlar, burunlarının bir karış ötesini göremiyorlardı. Bir sisteydiler, iki adım ötesini bulandıran. Çevrelerini kuşatan bu sis içlerini de kaplamıştı. Kişi kendini bile göremiyordu. Bulanıktı çevre, bulanıktı yolcu, doğa, ilişkiler. Ve sevginin yıldızı doğmamıştı daha. Onun ışığı vursa bu karanlığa, belki göz araştırmaya başlar, anlamaya çalışır, anlardı da.