Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Darağacında Röportaj

Julius Fuçik

Darağacında Röportaj Sözleri ve Alıntıları

Darağacında Röportaj sözleri ve alıntılarını, Darağacında Röportaj kitap alıntılarını, Darağacında Röportaj en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bizim canımızı alabilirler onlar, değil mi Gusta? Ama onurumuzu, yüreklerimizdeki sevgiyi alamazlar.
Bunca korkunç şeyler içinde ne yapıyor peki insanoğlu? Yaşıyor. Akıl havsala almaz ama yaşıyor. Yemek yiyor, uyuyor, se-iviyor, çalışıyor. Üstelik ölümle zerre kadar ilgisi olmayan şeyler düşünüyor. Sırtında dayanılmaz bir yük var belki. Ama o baş eğmeden, dimdik taşıyor bu yükü.
Reklam
Bizim için can verenleri tanıyın…
İyi kişileri de kötü kişileri de çıkarmayın kafanızdan. Sizler için can vermiş kimselerle ilgili ne kadar bilgi varsa toplayın bir bir. Usanmayın. Zaman gelecek, bugünlere "mazi" denecek. Büyük bir dönemden, tarihi yaratan birtakım adsız kahramanlardan söz edilecek. Adsız kahraman diye bir şey olmadığını herkes bilse ne iyi olurdu. Bir zamanlar onlar da bizim gibi insandı. Adları sanları, kendilerine göre bir görünüşleri vardı. Umut içinde yaşıyorlardı. Gönülleri binbir istekle doluydu.
Güneş gören insan pek az. Ama gün gelecek ışık yağmuruna tutacak herkesleri o. İnsanlar ışık içinde yüzecek. Bunu bilmek ne güzel! Ama sen bit kadar önemsiz incir çekirdeği doldurmayan bir şeyi daha öğrenmek isteyeceksin: Güneş bizim içinde doğacak mı acaba?
Acaba insanoğlunun gözü açılması için daha kaç yüzyıl geçecek? İnsanlığın büyük yarınlara varabilmesi için kaç hücre gerek daha?
Vicdan azabı çeken insanların görünüşü, vücutları işkence gören insanların görünüşünden daha beter oluyor.
Reklam
İşkenceye…
Turp gibi sağlam, cıvıl cıvıl insanların yanından ayrılıp gittiğini görüyorsunuz. Aradan iki saat geçiyor, perperişan dönüyorlar. Ayakta duracak halleri yok. Et yığını olmuşlar. Ayrılırken gür bir sesle sorguya gittiklerini söylüyorlar. Bir saat sonra, iniltili, acı dolu bir sesle döndüklerini haber veriyorlar. Bir şey daha var ki, en kötüsü bu. Bazıları giderken içten, ışıl ışıl bakıyor senin gözlerine. Ama geri geldiklerinde kafalarını çevirip bakamıyorlar.
Gestapo işkencesi altında!
Saat beş, altı, yedi, on, on iki... Sabahleyin işbaşı yapan işçiler işi bıraktılar bile. Çocuklar okullarına gidip döndüler. Dükkânlarda alışveriş yapılıyor şimdi. Evlerde yemek pişiriliyor. Şu an beni düşünüp duruyor belki de anacığım...
Can çekişme çok zor bir şey, dayanılır gibi değil. Ama ölmek sudan kolay. Ölmek, buğu gibi belirsiz, tüy gibi hafif. Son bir soluk, bitti gitti her şey.
Hayatın canciğer kardeşi acı var ya o sezdiriyor bana ölmediğimi açık seçik.
746 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.