Cia Ve Modern Abd-İran İlişkilerinin Kökleri

Darbe 1953

Ervand Abrahamian

Darbe 1953 Sözleri ve Alıntıları

Darbe 1953 sözleri ve alıntılarını, Darbe 1953 kitap alıntılarını, Darbe 1953 en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"İran'da İngiliz ya da Rus etkisi altında olmakla suçlanmadan kimse bir kadeh bile içemez."
Sayfa 17 - II. Dünya Savaşı sırasında Birleşik Krallık’ın İran Büyükelçisi Sir Reader BullardKitabı okudu
İran'daki petrol rezervleri dünyanın üçüncü büyüğü olarak hesaplanmıştı. Üretimi Ortadoğu'da ilk sırada, dünyada da ABD, Sovyetler Birliği ve Venezuela'dan sonra dördüncü sıradaydı. Ham petrol ihracatında da Venezuela'dan sonra ikinci sırada geliyordu. Abadan'daki arıtma tesisleri dünyanın en büyüğüydü, 7.770 km2 dolayında bir alanı kapsıyordu ve yılda 24 milyon ton üretim yapıyordu.
Reklam
Ünlü tarihçi Christopher Hill, tarihyazımı üzerine verdiği konferanslarında, öğrencilerine her zaman hükümet belgelerinde okudukları her şeye inanmamalarını öğütlerdi. Örnek olarak da İngilizlerin 1941 İran işgaliyle ilgili yaptıkları açıklamaları gösterir ve bu açıklamalarda petrolden hiç söz edilmediğini söylerdi. Ama sonra da asıl nedenin petrol olduğunu eklerdi. Bunu nereden biliyordu? Biliyordu çünkü o tarihlerde Dışişleri'nde çalışıyordu ve sözünü ettiği açıklamayı o hazırlamıştı. Churchill sonradan II. Dünya Savaşı tarihini yazarken 1941 işgalinin, Almanların Abadan'daki petrol endüstrisine yönelik İran'da ve Irak'ta giriştikleri etkinliklerden ötürü gerekli görüldüğünü itiraf ediyordu.
Tahran'daki İngiliz Elçiliği'nde görevli olan Harold Nicolson Curzon'ın yalnızca "Akdeniz'den Hindistan'a kadar bir dizi bağımlı devletler zinciri" yaratmanın peşinde olmadığını, aynı zamanda Tanrı'nın, İngiliz emperyalizmini ve üst tabakasını "İlahi İrade"sinin bir aracı olarak kullanmak üzere yarattığına inandığını yazıyordu.
Petrol endüstrisiyle ilgili Farsça yazılan ilk kitaplardan birinin başlığı Tela-yi Siyah ya Bela-yi İran’dı (Siyah Altın ya da İran'ın Felaketi). İranlılar, hepsi değilse bile en azından bazıları, başkalarından çok daha önce petrolü nimetten çok bir lanet olarak tanımlamışlardı.
Şirket karını maksimuma çıkarabilmek amacıyla Temmuz ayında Cuma ödemesini kesince, kriz tırmandı ve Huzistan'ın bütününe yayılan kitlesel bir genel grev başladı. Sayıları 65 binin üzerindeki grevcilerin arasında, arıtma tesisinde ve petrol yataklarında çalışan işçiler; ofis çalışanları, ameleler, ustalar ve teknisyenler (Hintliler dahil); dükkan sahipleri ve öğrenciler; itfaiyeciler, kamyon şoförleri, demiryolu ve liman işçileri; hatta İngilizlerin evlerinde çalışan özel şoförler, hizmetkarlar ve aşçılar bile vardı. Bu, Ortadoğu'da endüstri alanında o güne kadar yaşanan en büyük eylemdi. İngiliz yetkililere göre grev, Tudeh Partisi'nin "Huzistan'daki endüstri bölgelerinin denetimini tam anlamıyla ele geçirmesine" yol açmıştı. İşgücünün yüzde 75'inden fazlası Tudeh'e bağlı sendikalara kayıtlıydı ve Arap reisler, Tudeh'in "cahil aşiret üyelerinin zihnini onarılamaz biçimde zehirlediğinden endişe duyuyorlardı."
Reklam
17 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.