Darwin ve Osmanlılar

Alper Bilgili

Darwin ve Osmanlılar Sözleri ve Alıntıları

Darwin ve Osmanlılar sözleri ve alıntılarını, Darwin ve Osmanlılar kitap alıntılarını, Darwin ve Osmanlılar en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Materyalizme düşen.. :))
Büchnerci görüşün sıkı takipçileri olan Jön Türkler, Antik Yunan felsefesinden Darwinizm'e kadar dinin otoritesini sarsacağını umdukları her öğretiye sarılmışlardır.
...Her ne kadar Darwin, ırklar arasında bir hiyerarşiye inansa da genel olarak onun bahsettiği hiyerarşi, anatomik farklılıklara değil, geliştirilebilir kültürel özelliklere dayanmaktadır.
Sayfa 76 - Vadi
Reklam
Ve din dersleri hocasının resmini yapan kurşunkaleminle yık Mızraklı İlmihalin yeşil sarıklı iskeletini.. Sen kendi cennetini kara toprağın üstünde kur. Coğrafya kitabıyla sustur, seni "Hilkati Âdem'le aldatanı.. Bu satırlardan da anlaşılacağı gibi Nazım Hikmet, sadece bilimsel materyalizmin değil, diyalektik materyalizmin de etkisi altındadır. Dolayısıyla din, ona göre sadece bir masal, hurafe değil; aynı zamanda insanların, sömürü ilişkilerini doğru okumasını engelleyen bir öğretidir.
Sayfa 156Kitabı okudu
Her ne kadar, bazı bilim insanlarını bilimsel faaliyete yönlendirmek için merak tek başına yeterli olsa da bilime bugün yapılan yatırımın,bilimin ve bilim insanlarının halk nezdinde gördüğü saygının altında bilimin toplumda ve insanlığa faydalı olacağı düşüncesi yatmaktadır.
Sayfa 162 - Vadi YayınlarıKitabı okudu
Cumhuriyet'in ilk dönemlerinden itibaren tepeden inmeci sekülerleşme, önemli komplikasyonlara vücut vermiştir. Devletin laik yasalarla yönetilmesini yeterli görmeyen elitler, toplumun da sekülerleşmesini arzulamıştır. Yönetici elit, Diyanet de dâhil olmak üzere çeşitli devlet kurumları yoluyla halkı "bilinçlendirme" yoluna gitmiştir. Ancak sekülerleşme beklendiği kadar hızlı gelişmemiş, zaman zaman ortaya çıkan sekülerleşme karşıtı hareketler endişe uyandırmıştır.
Sayfa 125 - Vadi YayınlarıKitabı okudu
Sanat ve şiiri belli bir ideolojiyi aşılamak için kullanmak, Nazım Hikmet ’in yaşadığı dönemde istisnai bir eğilim değildir.Bilhassa ,İtalya ’da ortaya çıkan ve ardından Rus şairler tarafından benimsenen,avangard sanatın önemli bir kolu olan fütürizm akımı, farklı ideolojileri okurlara tanıtmak için uygun bir araç olarak görülmüştür.
Sayfa 141 - Vadi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Nazım Hikmet'in bilim ve teknoloji ile ilgili şiirlerinde altı çizilmesi gereken bir diğer husus ,bilim ve teknolojinin bir rekabet alanı olarak resmedilmesidir.Bu rekabet, kapitalizm ile sosyalizm,Amerika Birleşik Devletleri ile Sovyetler Birliği arasındadır.Bilim ve teknoloji, Nazım Hikmet ’e göre bu rekabetin taraflarınca farklı nedenler için kullanılmaktadır.Bir sosyalist ,bilimi ve teknolojiyi insanların faydası için , örneğin açlık sorununu çözmek için kullanırken kapitalistin aklında daha fazla sömürü vardır.Bu anlamda da Nazım Hikmet 'in bilim ve teknolojinin mutlak olarak iyiye hizmet ettiğini düşünmediğini belirtmek gerekir.
Sayfa 158 - Vadi YayınlarıKitabı okudu
Burada gözden kaçırılmaması gereken husus şudur ki, evrimi sadece evrim yanlıları değil,evrim karşıtları da biyoloji dışındaki konularla ilişkilendirmişlerdir.Bu çevreler ,evrim teorisine inancın materyalist bir dünya görüşünü beraberinde getireceğini ,evrime inancın ahlaki çöküntüye yol açacağını , bunun neticesinde anarşinin ve terörün topluma hâkim olacağını iddia etmişlerdir.
Sayfa 102 - Vadi YayınlarıKitabı okudu
Son dönem Osmanlı elitleri ve Cumhuriyet'in kurucu kadroları, sosyal reformları gerçekleştirirken din ile bilimin çatıştığı fikrini benimsemişler, bu çatışmada bilimin yanında saf tuttuklarına inanmışlardır. Örneğin H. G. Wells'in The Outline of History: The Whole Story of Man (1920) isimli eseri, Mustafa Kemal Atatürk de dâhil olmak üzere Cumhuriyet'in kurucu kadrolarının zihinlerinin şekillenmesinde rol oynamış, Atatürk daha sonra bu kitabın Türkçeye çevrilmesi talimatını vermiştir. Yine Atatürk'ün Osmanlı'da materyalizmin en büyük savunucusu Abdullah Cevdet'e onun rüyalarını gerçekleştireceği yönündeki vaadi konumuz açısından önem taşımaktadır. Esasen Atatürk'ün "Hayatta en hakiki mürşit ilimdir fendir; ilim ve fenden başka yol gösterici aramak gaflettir, dalalettir, cehalettir" gibi sözleri de onun Abdullah Cevdet ve arkadaşlarınınkine benzer bir dünya görüşünü benimsediği izlenimini desteklemektedir.
Cumhuriyet döneminde eğitim alanında gerçekleştirilen reformlar neticesinde sekülerleşme daha da hızlanmış ve derinleşmiştir. Osmanlı döneminde, geri kalmayı, doğa bilimlerini icra etmeyip metafiziksel sorularla uğraşmakla açıklayan bu aydınlar, gücü ellerine geçirince hayallerini gerçekleştirmeye girişmişlerdir. Atatürk, sadece Cevdet'in değil, Jön Türklerin hayalleri arasında yer alan din adamları sınıfının gücünün daha çok kısıtlanmasını, devlet kurumlarının ve özellikle de eğitim kurumlarının dini öğelerden "arındırılmasını" hedeflemiş ve gerçekleştirmiştir. Hilafet kaldırılmış, Batı hukuku benimsenmiş, eğitimde sekülerleşme yaşanmış hatta daha da öteye gidilerek özel alana müdahele edilmiş; tarikatlar yasaklanmıştır. Sekülerleşme, Cumhuriyet'in ilk dönemlerinden itibaren temel hedeflerden birisi olagelmiştir. Zaman zaman bu hedefi engellediği düşünülen eylem ve fikirler askeri güç kullanılarak bastırılmıştır.
Sayfa 112 - Vadi YayınlarıKitabı okudu
154 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.