Darwin'in Çöküşü
Jeremy RifkinDarwin'in Çöküşü Sözleri ve Alıntıları
Darwin'in Çöküşü sözleri ve alıntılarını, Darwin'in Çöküşü kitap alıntılarını, Darwin'in Çöküşü en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Meyve sineği gebelik süresi çok kısa (12 gün) olduğu için uzun
yıllardır mutasyon deneylerinin gözde deneği olmuştur. Bu deneylerde sineğin mutasyon oranını 15.000 kez artırmak için röntgen kullanılmıştır. Bilim adamları her şeyi hesaba katarak "meyve sineğinin evrim sürecini kolaylaştırmışlar ve onun normal şartlarda milyonlarca yılda gerçekleştireceği mutasyon ve evrime eşdeğer bir ortam oluşturmuşlardır." Mutasyonun bu kadar hızlandırılmasına rağmen bilim adamları yine meyve sineğinden başka bir şey elde edememişlerdir.
Yeni-Darwinci sentezin özünde, bir tür içindeki mutasyonların zamanla toplu bir etkide bulunduğu ve biçimsel bir değişim meydana getirerek yeni bir tür oluşturduğu iddiası vardır. Mikro değişimden makro-değişime geçişi gerektiren bu varsayım, evrimin temelidir. Ama gerçekler bu teoriyi desteklememektedir.
Üreticiler melez yetiştirme ve eleme yöntemiyle "bir tür içerisinde" önemli değişimler olabileceğini kabul ederler. Ama Florida
Üniversitesi hayvan bilimcisi Edward S. Deevy'nin şu sözleriyle de
hemfikirdirler: "Buğday yine buğdaydır, greyfurt değildir; domuzlara kanat takamayız, tavuklara silindir şeklinde yumurta yumurtlattıramayız. "
Darwin canlı organizmaları makineye benzer varlıklara dönüştürdü. O ve çağdaşları tabiatı kutsallıktan tamamen sıyırarak insanların kozmolojik algılarına zaten artık pamuk ipliğiyle bağlı olan canlılık fikrini söküp aldılar. Donald Worster onların bu başarısının önemini görenlerdendir:
"Bitki ve hayvanları hissiz, duygusuz varlıklar konumuna
indirgemekle, onları hedefsiz ve akılsız atomik moleküller olarak görmekle, natüralistler, sınır tanımayan ekonomik sömürünün önündeki son engeli de kaldırmış oluyorlardı."
Evrim teorisine inanmak, bir kasırganın, üzerinden geçtiği hurda yığınlarından gerekli malzemeleri toplayarak Boing 747 uçağı monte edebileceğine inanmak gibi bir şeydir.
Darwin, tıpkı üreticilerin yararlılık esasına dayalı olarak bitki ve hayvanlardaki yeni özellikleri seçmelerine benzer bir sürecin tabiatta var olduğunu düşündü. Bitki ve hayvanların doğal durumda da "harici şartlara göre seçileceği"ne kendisini inandırmakta fazla güçlük çekmedi. Tabii bu bir tahmindi ama Darwin'e göre çok güçlü bir tahmindi.
Yine tuhaf olan bir başka nokta da, tabiatta ayakta kalma fikrini popüler hale getiren bir insanın kendi hayatını korumak için mücadeleye girmekten kaçınmış olmasıdır. Darwin hayatını kazanacak hiçbir iş yapmadı. Hayatı boyunca babasının bıraktığı mirasla yaşadı.
Bakteriler bizleri türlerin sabit olduğuna inanmaya hala mecbur eden bir diğer örnektir. Bakteriler en çabuk üreyen hayat formudur. Tüm hayat formlarının% 75'ini oluşturmaktadırlar ve iddiaya göre yaklaşık üç milyar yıllık bir ömre sahiptirler. Kontrol altında tutulmadıkları takdirde 36 saat içinde tüm dünyayı neredeyse diz boyu kaplayabilirler. Hayatın tüm diğer formlarından daha fazla mutasyon üretirler; ama bugüne kadar bakteri türünden başka hiçbir şey üretmemişlerdir.
kıdemli taşılbilimci (paleontolog) Dr. Colin Patterson
"Geçen ytl aniden bir şeyi kavradım. 20 yıldan fazla bir süredir evrim üzerine çalıştığımı, düşünmüştüm. Bir sabah uyandım ve sanki gece bir şey olmuştu. Birden düşünmeye başladım. Bu evrim zırvası üzerine 20 yıldır çalışmaktaydım, ama bu konuda bildiğim tek bir şey bile yoktu. Bu
kadar uzun bir süre yanlış yolda gidilebileceğini fark etmek tam bir şoktu ... Bu sebeple son birkaç haftadır birçok kişiye ve farklı gruplardan insanlara basit bir soru sordum ... 'Bana evrim hakkında bildiğiniz bir şeyi, tek bir şeyi, doğru olan tek bir şeyi söyleyebilir misiniz?' dedim ...
Aldığım tek cevap sessizlikti ... Sorunun cevapsız bırakılması evrimin hiçbir bilgi taşımadığını, taşıyorsa bile bunu benim henüz duymadığımı göstermektedir ... Bu salonda bulunan birçok insan sanırım itiraf edecektir ki, eğer son birkaç yıl içinde bu konu hakkında düşünmüşseniz, evrimi bir bilgi olarak görme noktasından bir inanç olarak kabul etme noktasına gelmişsinizdir. Biliyorum ki bu düşünce benim için geçerli olduğu kadar birçoğunuz için de geçerlidir ... Evrim sadece hiçbir bilgi taşımamakla kalmaz, bir bakıma bilgi karşıtlığı da içerir."
İngilizlerin bu insanlara medeniyet ve din götürdüğü söylemi belki sömürge politikalarını haklı çıkaran bir özellik arz ediyordu ama İngiltere'nin emperyalist emellerinin açık işaretleri olan lngi!iz ihtiras ve açgözlülüğünü örtbas etmek için yeterli değildi. lngiliz burjuvazisi çok daha etkileyici, sağlam, karşı çıkılamaz ve sorgulanamaz bir kanıta muhtaçtı. Aradıkları kanıtı Darwin'in ayrışma (farklılaşma) teorisinde bulmuşlardı.
Embriyo gelişiminin belirli bir safhasında gırtlak kesesi
diye bilinen bir dizi küçük oyuğun ortaya çıktığı ve bunların balığın boyun bölgesinde daha sonra solungaca dönüşen oyuklara bir
parça benzediği doğrudur. Ama benzerliklerin tümü bundan ibarettir. Gırtlak keseleri boğaza açılmaz. Oyuk veya solungaca dönüşmek yerine bezeleri, alt çeneyi ve iç kulağı oluştururlar.