Nietzsche kitabında genel olarak Hristiyanlığı hedef tahtasına koyup eleştiriyor. Peki neden? Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, Tanrı düşüncesine karşı çıktığından değil, tamamen tahrif edilmiş, yozlaşmış bir dine dönüştüğü için eleştiriyor. Bu yozlaşmanın baş sorumlusu olarakta Tarsus'lu Aziz Pavlus'u, kiliseyi ve papazları sorumlu tutuyor. Çünkü bu üçlü, tek Tanrı inancını da üçe bölerek(baba, oğul, ruh) paganizm/çok tanrıcılık hurafesini yaymakla kalmayıp; insanları bağışlama, cehenneme yollama gibi kendilerini tanrı adına karar verme merci olarak görerek toplumlar üzerinde etki oluşturmuşlardır. İşte Nietzsche bu yozlaşmış, tahrif edilmiş Hristiyanlığı insanlığın başına gelen en büyük bela, en büyük talihsizlik olarak sert biçimde eleştiriyor. Nietzsche ayrıca Antikçağ filozoflarının, özellikle Sokratesin, yahudiliğin ve Hristiyanlığın, Nihilizmin kök salmasına yol açan kaynaklar olarak sorumlu tutuyor ve inanılmaz eleştiriyor. Sadece batı uygarlığının temeli olarak Antikçağ düşüncesini, yahudiliği ve Hristiyanlığı değil, Budizmide inceledikten sonra İslam kültürünü övüp, İslamın önünde diz çökmeliydik diyerek benim için şaşırtıcı bir önermede bulunuyor. Deccal'de büyük bir put kırıcı olarak endam eden nietzsche galiba ülkemiz ateizm ve nihilizm ile özdeşleştirilerek yanlış anlaşılan bir filozof gibi geldi bana. Putların alacakaranlığı ve Ahlakın soykütüğü kitaplarınıda edinip okumayı Nietzsche anlama isteğini sürdürmeyi düşünüyorum.