Bir zengin yaratmak için kaç kişiyi sefalete, orantısız çalışmaya, ahlaksızlığa, aşağılanmaya, cehalete, üstesinden gelinemez talihsizliğe ve mutlak yoksulluğa mahkûm etmeniz gerektiğini hesapladınız mı?
“Birleşmiş Milletler mi? Birleşmiş mi?
Uluslararası suç ortaklığına ya da korkaklığına güvenen İsrail, tavsiyelere, kararlara ve protestolara gülüyor, canı ne isterse, ne zaman isterse ve nasıl isterse onu yapıyor.”
Eskiden sadaka verilmeyen dilenciye ikiyüzlülükle eklenerek "sabretmesi" söylenirdi. Sanırım aslında birine umut etmesini tavsiye etmenin, sabretmesini söylemekten pek farkı yok. Koltuklarına yeni kurulmuş politikacıların, "sabırsızlığın" devrim karşıtı olduğunu söylediklerini duymak, pek sık karşılaşılan bir durumdur. Belki öyledir, muhtemelen, ama ben daha çok aksine, birçok devrimin fazla sabır yüzünden kaybedildiğini düşünüyorum. Gerçekten de, umuda hiç karşı değilim, ama sabırsızlığı tercih ediyorum. Bizim umutla beslenmemizi tercih edenlerin bir şeyler öğrenmesi için, sabırsızlığın dünyada dikkat çekmesi zamanı geldi. Ütopyalarla beslenmemizi tercih edenler için de aynısı..