Öne Çıkan Değirmen kitaplarını, öne çıkan Değirmen sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Değirmen yazarlarını, öne çıkan Değirmen yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sinema-edebiyat ilişkilerindeki başarılı yapımları, tavsiye film listesi haline getirmek için öncelikle
Edebiyat Atlası ‘ndan bir alıntıyı daha önce paylaşmıştım.(#46533729)
Romanlardan sinemaya aktarılan filmlerde eserin aslına ne kadar sadık kalındığı yoruma açık olmakla birlikte
Suyun kurusun kanadın kırılsın değirmen
Yetişir beni öğüttüğün
Bırak cahilliğim saflığım gitmesin elden
Bilmek yanmakmış büsbütün.
Ben ettim sen etme kuzum değirmenci baba
Boşuna değil bu telaş
Öğrettiğin acı şeyler gelmiyor hesaba
Mola ver dönmesin bu taş.
Allahını seversen yarıda kes bu işi
Sürmesin bu korkulu düş
Rüzgar dalda bırakır yarı olmuş yemişi
Tam olanı düşürürmüş.
(1 Haziran 1948)
Cahit Sıtkı TARANCI
Anadolu'da küçük bir kasabada, kendi halinde yaşayan insanlar bir gün, ilçenin kaymakamı da dahil olmak üzere kasabanın bütün devlet görevlileri bir evde alem yaparken, mal müdürünün adının hakkını verir ve zelzele oluyor der.. Hepsi sarhoşluktan, panikten düşer, yuvarlanır, yaralanır. Alem yaparken ev sallandı demekten korkan kasaba efradı da zelzele oldu diye dedikodu çıkarmak zorunda kalır. Alemde bulunan kasaba doktoru "kaymakam ağır yaralı" der. Deprem söylencesinin padişaha kadar ulaşmasıyla meselenin resmi bir hal alması anlatılır.
Osmanlının uzun yıllar boyunca geçirdiği depremi anlayabilmesi için traji-komik bir yanlış anlamaya ihtiyacı vardır sanki. İstanbul dışında neredeyse her yerin sıradan, köhne ve değersiz sayıldığı bir ülkenin sefalet, yokluk ve savaşların bellerini büktüğü insanların devletinden umudunu kestiğini ne güzel anlatır! (sayfa 141)
Halkın depremden, ortada dönen dolaplardan, Osmanlı’yı kanser gibi sarmış yolsuzluklardan haberi yoktur. Halk sadece kendi yoksulluğunu bilmektedir ve bunun sebebini “taktir-i ilahi” olarak açıklamaktadır.
- Eh, zelzele oldu ya...
Dinleyin siz şimdi rivayetleri...
"Efendim, ne olacak? Ahlâk bozuldu, kadınlar açıldı... Mekteplerde ilâhi yerine marş okutuluyor... Allah bu zelzele afetiyle şehri cezalandırıyor."
Selim Şevket, birkaç aydan beri bazı yeni şeyler düşünüyordu. Sanatsanatiçindi;
bu, muhakkak! Fakat ne çare ki, pratikhayatta bu, kunduracının sırf kendi ayağına göre kunduralar yapmasına benzer bir şeydi.
Gözde
Öncelikle kitaba düşük puan verip, ''Beğenemedim, sıkılarak okudum, bana bir şey katmadı.'' diyenlere şaşırarak, onları anlamadığımı belirtmek istiyorum.
Kara mizah tarzında yazılmış, siyasal, toplumsal gönderileri olan, eleştirel bir roman. İlk basım tarihi 1944 olan kitabın üzerinden şu anda 78 yıl geçmesine rağmen, yaşananların, değişmeyen zihniyetlerin, yolsuzlukların, yoksullukların, yoksunlukların, hüküm sürmemesi gereken bu çağda, hala hüküm sürmesi o kadar acı ki...
Reşat Nuri Güntekin de bu açığın farkında ve ''insanların makamlarından olmamak uğruna sahte felaket uydurup, tüm bu yolsuzluklardan haberi olmayan halkın yoksulluklarına, 'alın yazısı' deyip kaderlerine boyun eğmelerinin'' kitabını yazmış.
Birkaç alıntı : #161897472#161898038#161902551