"Sizi çok seviyordu," demişti.
"Ben de onu."
"O size âşıktı, siz onu seviyordunuz. Arabanızı, saatinizi, değerli bir şeyinizi sever gibi seviyordunuz. Aynı şey değil."
En çok ülkedeki karışıklıktan söz ederdi. İnsan kıyımları, siyasal yozlaşmalar... "Meclis'te o adamları görmeye dayanamıyorum," derdi. "Ne çirkin gülüyorlar, ne kötü kızıp bağırıyorlar. Çirkinler, çok çirkinler."