Kitap boyunca gördükleri dehşet şeylerin tasvirini merak ederek çeviriyorsunuz sayfalarını. Her cümlesinden önce gördüklerinin inanılmaz kötü, deliliğe fazlasıyla yakın ve akla uymayacak gerçek şeyler olduğunu
vurgulayarak sizi bir beklentiye sokuyor. Beklentinizi karşılıyor mu derseniz, orası biraz sizin hayal gücünüze kalıyor ama benim az da olsa karşıladı. Çünkü keşfettikleri yeni bir yer, yeni bir tür, buldukları buluntular, eserler, sanat figürleri ve bir çağda insan olmayan başka bir varlığın buluntularını okumak bir arkeolog olarak beni heyecanlandırdı ve sanki gerçekmişte tüm gelişim tabaklarını öğreniyormuşcasına okudum olanları.
Her şey yeni bir dağın keşfedilmesi ve orada belki de
bilinen en eski çağlardan bile önce yaşamın olduğu, kalıntıların ve hala yaşayan canlıların bulunması ve araştırma ekibinin yok oluşuyla başlıyor. İmkansız ama dehşet bir hayal gücüyle yazılmış ve tam bir korku edebiyatı Lovecraft kaleminden çıkma, üstelik en çokta
sevdiğim kitabı oldu. Korku sevenlerin, biraz bilimsel bulgulara düşkün olanların fazlasıyla seveceği bir kurgu.