Bugün demokrasinin neredeyse bütün yetişkin vatandaşlara oy kullanma hakkı vermesi gerektiğini kabul etmiş durumdayız. Buna rağmen, dört nesil öncesine kadar, -1918 civarı ya da 1. Dünyâ Savaşı’nın sonu- o zamana kadar var olmuş bağımsız demokrasilerin ya da cumhuriyetlerin hepsinde yetişkinlerin yarısı vatandaşlık haklarının tümüne hiçbir zaman sâhip olmadı. Bunlar, tabii ki, kadınlardı.
Eğer temel oluşturan koşullar elverişliyse, bir ülkenin uygulamaya geçireceği neredeyse her bir anayasa istikrar yaratacaktır. Eğer altta yatan koşullar elverişsizse, hiçbir anayasa demokrasiyi kurtaramaz.
Demokrasi neredeyse 2500 yıldır şu ya da bu şekilde tartışılıyor. Bu süre demokrasiye dair, herkesin ya da neredeyse herkesin, üzerinde anlaşabileceği düzenli fikirler oluşması için yeterlidir. Fakat içinde bulunduğumuz durumu tarif etmiyor.
Hərbi diktaturalar , xüsusilə Latın Amerikasında , daimi uğursuzluqları ilə özünü həmişəlik gözdən salıb , salamat qalanlar isə çox vaxt demokratiya donuna girib .