Home
Search
What to Read?
Sign In
Sign Up
Shopping
Explore
Books
Authors
Readers
1000Kitap Android ApplicationFREE – Download from Google Play
1000Kitap iOS ApplicationFREE – Get it from App Store
©2024 · 1000Kitap Web Application · 2.37.17
Deniz Feneri Reviews
You can find Deniz Feneri reviews, Deniz Feneri book reviews, Deniz Feneri ratings on 1000Kitap.
Virginia Woolf'un okuduğum bu ikinci eseri olan Deniz Feneri tam anlamıyla roman okuyayım diyenleri zorlayacak bir eser. Nedeni ise bilinçakışı tekniğiyle yazılmasından kaynaklanıyor.
Eserde dış dünyanın ne olup bittiğinden ziyade baş karakterlerin özellikle evin hanımı Mrs.Ramsey ve Ressam Lily'in kendileri ve eserde geçen kişiler hakkında ruh tahlilerine yer vermesi ayrıca bu tahlilleri ani şekilde farklı noktalara atlayarak yapması okuyucuyu zorlasada özellikle birinci bölümünden sonra kitabı elinizden bıraktırmayacak hale geliyor.
Yazarın kendi iç sesiyle ve kendi zihniyele yaptığı konuşmaları, dile getiremediği beklentileri zaman zaman kendini suçlaması ve toplumun kadına bakış açısını sorgulatan bu kitabı keyifle okuyacağınızı umuyorum.
Canım Virginia
Virginia'yı Kendine Ait Bir Oda ile tanıdım. Bu kitabını da atölye kitabı olarak okudum. Eğer hayalinizde yazarlık kavramı varsa kesinlikle öneririm. Betimlemelerle ruh tahlili nasıl yapılır sorusunun kitabını okuyacaksınız. E-book olarak okuduğum için kısa alıntılar göreceksiniz. Zaten alıntı yapmak istediğim çoğu yer paragraf kadar olduğundan çok da meşgul olmak istemedim. Tadını çıkararak okudum.
Kitap batı edebiyatıdır. Kendisi de eserlerinin anlaşılması zor olan 10 yazardan biridir virginia woolf. Okurken zorlanabilirsiniz. Çünkü dili ağır kullanılmıştır.:):)
Virginia Woolf ~Deniz Feneri
Bilinç akışı tekniği ile yazılmış bu eser üç bölümden oluşmaktadır ve Ramsay ailesini anlatmaktadır. İlk bölümde sekiz çocuk sahibi Ramsay ailesinin sıradan bir günü anlatılmaktadır. İkinci bölümde monologlar şeklinde geçmişe gidilmektedir. Son bölümde ise on yıl sonrası bize eşlik ediyor.
Okuması zor, anlaması zor Fakat derin anlamlar içeren bir kitap. Odaklanılarak okunaması gereken bir kitap
Dilinin biraz ağır olması kitabı okurken sizi zorlayabilir ona göre tercih yapmanız gerekecek.
betimleme seviyorsanız okumanız gereken bir kitap. Kitapta olay örgüsü aramayın. belli bir olay örgüsü bulunmamakta. yani giriş gelişme ve sonuç yok. ya da ben anlayamadım. betimlemelere öyle bir boğuldum ki. bir ara ben ne okuyorum acaba diye düşündüğüm oldu. gerçekten okunması en zor kitap namını hak ediyormuş. ben çok sıkıldım. bilinç akışı tekniğini kullanarak yazmış yazar. yani bu da hayalle gerçeğin bir arada yazılması. bir anda kendi iç dünyasına gitmişken bir anda şu anı anlatmasıydı. yani bu yüzden kitap çok çok çok zordu. meraklısı varsa ve okumak istiyorsa çok sakin kafayla okumasını öneririm. ben beğenmedim maalesef.
Kitabın bir yerinde "İkisinde de eylemin etkisizliğine, düşüncenin üstünlüğüne dair bir anlayış vardı." gibi bir cümle geçiyor. Bu cümle kitabı anlatıyor gibi geliyor bana. Bundan birkaç sene önce kütüphaneme eklemiştim fakat okuyamamıştım çünkü o zaman bana hem cümleleri fazla ağır gelmişti hem de aşırı derecede odaklanma isteyen düşünme süreçlerine sahip bir eserdi. Ve işin daha da kötüsü yazarın elimdeki tek kitabıydı -hala öyle gerçi. Bu kez kitaba yeniden başlamadan önce biraz araştırma yaptım. Deniz Feneri kitabından önce en azından Kendine Ait Bir Oda'nın okunması gerektiği gibi bir tavsiye gördüm. O kitabı okumadığım için bununla ilgili bir şey diyemeyeceğim ama yazarı daha iyi tanıyabilmek için, tarzına hakim olabilmek için neden olmasın?
Deniz Feneri oldukça uzun cümlelere sahip bir kitap, dönüp baştan okuduğum çok cümle oldu. Bilinç akışı olarak isimlendirilen bir yazım tekniği kullanmış yazar. Bu sayede karakterlerin eylemlerinden çok düşünceleri hakkında fikirler ediniyorsunuz ve bu düşünceler öyle bize çok uzak düşünceler değil tamamen bizden düşünceler. Fazla eylem de yok zaten:). Ben daha çok kitabı sonuna kadar taşıyan Lily karakterinin feminist düşünme yapısına yakın hissettim kendimi. Virginia da zaten bu kimliğiyle anılan bir yazar ve bence kalemi çok güçlü bir yazar sadece sindirmek için biraz zaman ayırılması gerekiyor.
Düşünüyorum Öyleyse Varım?!
Kitap; varlıklı, sekiz çocuklu bay ve bayan Ramsey'in dostları ile beraber kaldığı büyük bir evdeki olaylara odaklanıyor. Aslında tek amaçları karşı adada bulunan deniz fenerine gitmek iken, bunun gerçekleşmesi beklediklerinden daha uzun sürüyor. Ancak arkaplanda; kadının toplumdaki yeri, görevi ve aile yaşamı üzerine fikirler tartışılıyor ve bunların temeli de yazarın trajik çocukluğuna dayanıyor. Hikayenin savaş döneminde geçtiğini de not düşeyim.
Şimdi, bu kitap Virginia Woolf isimli yazar tarafından "bilinç akışı" denilen bir teknikle yazılmış. Bilinç akışı tekniği; olaydan ziyade okuyucuyu düşünceler içerisinde yolculuğa çıkarmayı amaçlar. Öyle ki; kitaptaki her karakterin düşünceleri bize açık bir kitap gibi sunulmuş ve dikkatlerini çeken en ufak olayın zihinlerine etkisi gözler önüne serilmiştir. Bu yüzden de okunması zor kitaplar arasındadır.
Kendi adıma, bu kitabı bitirmek için çok çabaladım. Çünkü sürekli birisinin zihninde olup her duyduğu ve düşündüğü şeyi yaşamak ve yorumlamak bir süre sonra sıkıcı ve ağır gelmeye başladı. Bu yüzden türe aşina değilseniz okunmasını tavsiye etmiyorum.
Okumakta çok zorlandığım bir kitap oldu. Bilinç akışı tekniği ile yazılan bir kitap olduğu için diye düşünmüştüm ama bence tam bir anlatıcı karmaşasından kaynaklı. Düşünce kime ait kim düşünüyor başlarda hiç ayırt edemiyorsunuz. Zaten kitabı anlayim diyene kadar yarısına geliyorsunuz hemen hemen. Yorumlara bakarak çoğunluğun beğendiği bir kitap olduğu için beğeneceğimi düşünmüştüm ama ben beğenmedim. Duyguların çok iyi ifade edildiğini savunan büyük bir kitle var ama bence abartıldığı kadar iyi ifade edilmemiş.
Olay örgüsü çok kısır kalmış. Kitabın geneli uzun bir zaman dilimini işlemiş gibi görünse de toplamda 5-10 günlük bir süreden bahsedilmiş. Savaş öncesi bir kaç gün ve savaş sonrası bir kaç gün. Savaşa dair kimlerin öldüğü dışında pek bir bilgi edinilemiyor. Kitapta diyalog olmaması da kitabı anlamayı zorlaştıran en büyük etmenler birisi bence.
Eğer boş ve sakin bir kafayla kitaba başlayamıyorsanız bence hiç başlamayın zaten anlamayacaksınız..
Bu romanda iç konuşmalar, monoglar hakim ve belli bir olay örgüsü olmadığı için başta anlaşılması zor bir kitaptır.Bilinç akışı metodunu fazlasıyla iyi kullandığı için odaklanmakta biraz zorlandım.
Konusuna gelirsek Mrs.Ramsay adında sekiz çocuklu bir anne ve kocasına bağlı gelenekselci bir kadın profilini bize gösterir.O dönemin şartlarındaki kadını toplumdaki yerini fazlasıyla Mrs.Ramsay karakterinde görürüz.Anaç bir kadın olmasına rağmen özgürlüğü hasrettir.Birde Lily adında İngiliz aydınını temsil eden feminem bir karakterimiz vardır.Lily sanatla uğraşan,ressam olmak isteyen müzmin bir bekardır.Kitabın konusu daha çok Ramsay ailesinin ev ortamını, yaşantılarını ve akraba ilişkileriyle alakalıdır.Kitapta çoğu zaman bu iki karakterin fikir çatışmasını görürüz.
Kitabın başından beri deniz feneri bir arzu nesnesidir. Ulaşılmak istenen ve ulaşılamayan her şeydir. Ancak James Ramsay deniz fenerine ulaştığında 6 yaşındaki o sevincini kaybetmiştir. Deniz feneri artık onun için sıradan ve önemsizdir.
Sadece istenen şeyler değil; zaman, çıktığınız yol, yaşadığınız her şey sizi geliştirir, değiştirir. Böylece istediğiniz her şeyin anlamı değiştiği gibi istemediğiniz her şey de özelleşebilir.