Bir sandal nerede hiç çaba harcamadan kayar gider? Anaforların, çalkantıların, ışığın ya da sesin değil, gölgelerle ağırlaşmış denizin üzerinde ve başının üzerinde yükselen şamandıraya yanaşırken insan, onu asla aşamayacağına dair acı verici bir izlenime kapılır. Bununla birlikte kimi zaman, sandalın geçtiği yerde deniz ışıldar; küçük, kristal mavi tümsekler içinde eteklerini havalandırır, ışığı avuçlayan küreklerin çevresinde oynaşıp duran, parlayıp sönen, üzerine karanlık bir şavk vuran ve renkleri havada yitip giden opal taşların, firuzelerin, gökyakutların olduğu değerli bir kayalık silsilesinin ardında uzanır.