“İnsan bittabi âşıktır, bittabi maşukadır. Sevmek ister, sevilmek ister. Bir
kere sevdiğini daima sever. Bir kere sevildiğine daima sevilmek ister. Bu muaşakayı
unutmak mutasavver değildir. Bin yıl sonra hatıra gelse yüreğinin cızladığını duyar.
Lâkin bir kere kendisini bir afetin pençesine kaptırmış olan insan ilâ-ahîri’l-ömr o
pençenin mağlûbu olagitmez. Bunun gibi nice pençeler insanın yüreğini tiftik tiftik
eder. Hangisi daha galip gelirse yürek onun zebunudur.