Oturmuşum alacakaranlıkta
Seyrediyorum inen şu akşamı
Günün son ışıkları altında
Günün son koşuşturmacalarını
Karanlıkta kuşatılmış bütün köy
Bir ihtiyar, yırtık giysileriyle
Umut tarlasına tohum ekiyor
Duygularım karışıyor bir geceye
Uzun kara gölge toprağa hakim
Tüm tarlayı ele geçirmiş sanki
Ne kadar önemlidir onun için
Günlerin üreterek geçmesi
Koşup duruyor o sonsuz düzlükte
Tohumları birer birer saçıyor
Ben; gizli tanık, düşüncelere
Dalmışken, o durmadan çalışıyor
İniyor karanlık bir örtü gibi
Tüm sesler uğultuya dönüşünce
Yoksul çiftçinin soylu gölgesi
Düşüyor yıldızların üzerine
Aşk ki sevgili kızım, aynaya benzer en çok,
Bakmaya bayılırlar güzel ve şık bayanlar
Baktıkça düş kurarlar, mutlu olurlar.
Aynadaki görüntüleri büyüler onları,
Kötülükten, günahtan arınır yürekleri
Ruhları saydam beyaz bir sayfaya can atar.
Sakın inmeye kalkma yoksa ayağın kayar,
Tutunacak dal yoksa uçurum bekler seni
Direnemezsen kapılır kaybolursun girdapta,
Aşk ki güzeldir kızım, saf ama ölümlüdür
Senin gibi küçük yaşta akıntıya kapılanlar
Kendi yansımalarını görür, yunar, boğulur.