Denizler Altında Yirmi Bin Fersah
Jules VerneDenizler Altında Yirmi Bin Fersah Quotes
You can find Denizler Altında Yirmi Bin Fersah quotes, Denizler Altında Yirmi Bin Fersah book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Sakın beni yargılamayı kendinize görev edinmeyin...
"O adam ezilmiş bir ırktan geliyordu ve ben yaşadığım sürece öyle adamlar benim kardeşlerimdir."
O adam ezilmiş bir ırktan geliyordu ve ben yaşadığım sürece öyle adamlar benim kardeşlerimdir.
Unutulmak isteyen insanların zindanı aydınlatılmaz.
Şu okyanusu görüyorsunuz profesör, kendine ait bir yaşamı yok mu? Kendine ait öfkesi ve sakinliği var, bizim gibi uyuyordu ve şimdi huzurlu bir geceden sonra sabaha uyandı.
Yumruğunu sıktı ve gözlerinde yaşlar parladı. Oysa ben onun ağlayamayacak kadar güçlü olduğunu düşünmüştüm hep.
Sayfa 69Kitabı okudu
...Denizler büyük bir dünya. Madenler, hayvanlar, bitkiler... Sadece hayvanlar kümesi kendi arasında yüzlerce bölüme ayrılıyor. İnsanlar karada istedikleri gibi davranabilir. Haksız kanunlarını uygulayabilir. Dövüşüp, kavga edebilir. Ama otuz metre aşağıda durum değişir, güçleri yok olur, söner. Ben denizleri işte bu yüzden seçtim. Burada yönetici yok. Özgürlük var.
Sayfa 53Kitabı okudu
“Dünyaya yeni kıtalar değil, yeni insanlar lazım!”
Sayfa 174 - KültürKitabı okudu
Yerküre tabiri caizse denizle başladı ve kim bilir belki de yine denizle bitecek!
Sayfa 94Kitabı okudu
Unutulmak isteyen insanların zindanı aydınlatılmaz.
Sayfa 69Kitabı okudu
"O halde dünya da birgün soğuk bir ceset olacak, dostum. Yaşanamaz bir hale gelecek ve tıpkı uzun süre önce yaşam sıcaklığını kaybetmiş olan ay gibi ıssız kalacak."
Sayfa 331Kitabı okudu
AHTAPOTLAR
Yaradan onlara nasıl bir canlılık vermiş, onların hareketlerine nasıl bir kuvvet atfetmiştir ki tam üç kalbe sahiptirler!
Sayfa 474Kitabı okudu
"İnsanlar hakkında bu kadar kolay hüküm vermemek gerekir."
Sayfa 143 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Koku, çiçeğin ruhudur.
Sayfa 370 - KültürKitabı okudu
Kaderin cilvesi içinde bulunduğumuz durumu telafi eden o kadar güzel şeyler sunuyordu ki, kaderimizi suçlama hakkını henüz kendimizde göremiyorduk.
Sayfa 138 - KültürKitabı okudu