Denizler ve Filistin

Turhan Feyizoğlu

Oldest Denizler ve Filistin Quotes

You can find Oldest Denizler ve Filistin quotes, oldest Denizler ve Filistin book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Baba,  Mektup elinize geçmiş olduğu zaman, aranızdan ayrılmış bulunuyorum. Ben, ne kadar üzülmeyin desem, yine de üzüleceğinizi biliyorum. Fakat, bu durumu metanetle karşılamanı istiyorum. İnsanlar doğar, büyür, yaşar ve ölürler… Önemli olan çok yaşamak değil, yaşadığı süre içinde, fazla şeyler yapabilmektir. Bu nedenle ben, erken gitmeyi normal karşılıyorum. Ve kaldı ki, benden önce giden arkadaşlarım, hiçbir zaman ölüm karşısında tereddüt etmemişlerdir. Benim de etmeyeceğimden şüphen olmasın.  Oğlun, ölüm karşısında aciz ve çaresiz kalmış değildir. Bu yola bilerek girdi. Sonunda da bu olacağını biliyordu. Seninle düşüncelerimiz ayrı ama, beni anlayacağını tahmin ediyorum. Sadece senin değil, Türkiye'de yaşayan Türk ve Kürt halklarının da anlayacana inanıyorum. Cenazem için, avukatlarıma gerekli talimatı verdim. Ayrıca savcıya da bildireceğim. Ankara´da 1969´da ölen arkadaşım Taylan Özgür´ün yanına gömülmek istiyorum. Onun için cenazemi İstanbul´a götürmeye kalkma. Annemi teselli etmek sana düşüyor. Kitaplarımı küçük kardeşime bırakıyorum. Kendisine özellikle tembih et. Onun bilim adamı olmasını istiyorum. Bilimle uğraşsın ve unutmasın ki, bilimle uğraşmak da bir yerde insanlığa hizmettir. Son anda, yaptıklarımdan en ufak bir pişmanlık duymadığımı belirtir seni, annemi ve kardeşimi devrimciliğimin olanca ateşiyle kucaklarım… 6 Mayıs 1972 Oğlun Deniz Gezmiş
Bütün akrabalara,  Bu mektubumu okuduğunuz zaman artık aranızda olmayacağım. Mektubumu senatonun idamlarımızı tasdik ettiğini öğrendiğim anda yazıyorum. Şundan emin olmalısınız ki, bugüne kadar davama olan inancım sarsılmamıştır. Sehpaya gidene kadar da en ufak bir sarsılma olmayacaktır. Ben halkımın kurtuluşu ,türkiye’nin tam bağımsızlığı için savaştım. Sizler beni tanıyorsunuz. Bir yıldan beri bu bir avuç sömürücüler, vatan satıcıları, isbirlikçiler elindeki bütün imkanlarla bizi dışardan yardim gören, beyinleri yıkanmış,vatan haini, dışardan emir alan, bölücü, diye tanıtmaya ve halkımızdan bizi koparmaya çalıştılar. Bu bir avuç azınlığa göre vatanseverlik : vatan satmak, yabancılarla işbirliği yapmak, nato’yu ve amerika’yi savunmak , 6. filoyu ağırlamak, milyonlarca köylünün geçimi olan haşhaş ekimini elinden almak, işçinin grev hakkini engellemek, amerika’ya ve emperyalizme hizmet etmektir. Biz bunlara karşı çıktık. Bunun için biz vatan haini, onlar yurtsever oldular. bizi bu mücadeleden dolayı, güya adil mahkemelerinde yargılayan ve yine adil kurumları eli ile asacak olanlar bilmelidirler ki, biz halkımızın kurtuluşu ve Türkiye’nin bağımsızlık mücadelesi uğruna şerefimizle bir defa öleceğiz. Bizi asanlar şerefsizlikleri ile her gün ölecekler.. Son sözüm: Yaşasın işçiler, köylüler! Yaşasın devrimciler! Yaşasın halkımın kurtuluşu ve bağımsızlığı için savaşanlar! Yaşasın tam demokratik Türkiye'nin kurulmasından yana olanlar! Kahrolsun emperyalizm! Kahrolsun faşist koalisyon! Yusuf Aslan
Reklam
Sevgili babacığım,  Bu mektubu aldığın zaman ben ebediyen bu dünyadan göç etmiş olacağım. Ne kadar sarsılacağını tahmin ediyorum. Bir-buçuk seneden beri benim yüzümden nasıl üzüntü içinde olduğunuz malûm. Bu son olayı da metanetle karşılamanızı sadece dileyebiliyorum.  Babacığım bu olaydan da annemin ve yücel’in senin tesellilerine ve
Babama anneme kardeşlerime ve yakın akrabalarıma, Söyleyecek fazla söz bulamıyorum. Bir insanın sonunda karşılaşacağı tabii sonuç bildiğiniz sebeplerden dolayı erken karşıma çıktı. Üzüntü ve acınızı tahmin ediyorum. İleride durumumu çok daha iyi anlayacağınızı inancındayım. Metin olunuz. Üzüntü ve acılarınızı unutmaya çalışınız. Bütün varlığımla hepinize kucak dolusu selamlar sevgiler!... Yazılacak çok şey var, fakat hem mümkün değil, hem de sırası değil Candan Selamlar. Hüseyin İnan
1096: Haçlıların Kudüs'e girerek 40000 müslümanı kılıçtan geçirmesinden sonra, Godefrei de Bouillon, Papa ikinci Urban a yazdığı mektupta, "Kudüs'te bulunan bütün müslümanları katlettik, malumunuz olsun ki Süleyman Mabedi'nde atlarımızın diz kapaklarına kadar Müslüman kanına batmış olarak yürüyoruz", demiştir.
13 Kasım 1918: İstanbul'un resmen işgali. 19 Aralık 1918: İşgalcilere karşı Kurtuluş Savaşının ilk kurşunu Dörtyol'da patladı. 7 Şubat 1919'da işgal orduları kumandanı sıfatıyla İstanbul'a gelen Albenby, kente beyaz bir at üzerinde girerek Fatih Sultan Mehmet'in 1453 teki adımına sembolik bir cevap verdi.
Reklam
39 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.