Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Derin (N)akışlı Sular

Mustafa Aydoğan

Derin (N)akışlı Sular Hakkında

Derin (N)akışlı Sular konusu, istatistikler, fiyatları ve daha fazlası burada.
0/10
0 Kişi
Okunma
Beğeni
251
Görüntülenme

Hakkında

Kim bilir, belki de karamsarlığımın panzehiri olduğuna inandığım, beni daha iyimser yaptığını sandığım için yazıyorum. İyimserliğin azaldığı bir dünyada, iyimserliğimin çığlıkları duyulsun diye kalem elde çırpınıyorum. Hoşgörünün neredeyse suç sayıldığı bir ortamda, hoşgörüsüzlüğün toplumu bu kadar çirkinleştirmesine seyirci kalmamak için, farklı olma hakkına karşı tolerans denilen erdemliliği güçlendirdiği için yazıyorum. Ufuk özürlülüğün erdem sayıldığı bir dönemde, geniş ufuklu olmaya çalışmak, kendine yabancılaşmanın moda olarak algılandığı bir zaman diliminde, kendim olabilmeyi ya da yabancılaşmamayısağlayabilmek için yazıyorum. Dünaysır ve Tılermen'in birleşmesinden doğan ve bize rağmen adı "Kızıltepe"olarak konulan bastırılmış arzuların yasaklı şehrinde dengbejlerin belleği diri tutan sesine kulak vererek büyüyen insanların anlatılacak çok hikayeleri var. Ben de onalrdan biriyim. Sözcüklerin büyüsünde mutluluk arıyorum. İçimden geliyor yazmak. İçimden geleni durduramadığım için yazıyorum. Sorulacak çok sorum olduğu için yazıyorum. Yazmak, cesaretimi bilediği, acılarımı dindirdiği ve ruhumu özgürleştirdiği için yazıyorum.
Tahmini Okuma Süresi: 5 sa. 40 dk.Sayfa Sayısı: 200Basım Tarihi: Ocak 2012Yayınevi: Doz Basım-Yayın
ISBN: 9789944227964Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak
Reklam

Yazar Hakkında

Mustafa Aydoğan
Mustafa AydoğanYazar · 17 kitap
Şair. 1 Haziran 1964, Kahramanmaraş doğumlu. İlk ve orta öğrenimini Kahramanmaraş’ta bitirdi. Gazi Üniversitesi İktisadî ve İdarî Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü (1989) mezunu. Bir süre Zaman gazetesinin arşiv bölümünü yönetti (1987). Hekimler Birliği Vakfının çıkardığı tıp dergilerinde reklam müdürlüğü yaptı (1988-89). Maliye Bakanlığına muhasebat kontrolörü olarak girdi (1990). Aynı bakanlıkta başkontrolör olarak görevini sürdürdü. İlk şiirleri Kahramanmaraş’ta çıkan gazete ve dergilerde yer aldı (1980). Nedim Ali ve Feramuz Aydoğan’la birlikte Esra Yazıları (Kahramanmaraş, 1981, 4 sayı) adlı bir dergi çıkardı. Asıl ürünlerini Mavera dergisinde yayınlamaya başladı. Sonraları, arkadaşlarıyla birlikte kurduğu Edebiyat Ortamı (1997) dergisinde ve Yedi İklim, Kayıtlar, İkindi Yazıları, Yalnızardıç, Türk Edebiyatı, Dergâh ile Hece dergilerinde yayımladı. Hece’de şiirleri yanı sıra “Albüm ve Çerçeve” adlı bölümünde şiirin güncel ve temel meseleleri hakkında yazdı. 2006 yılından itibaren Yeni Şafak kitap ekindeki köşesinde yazdı. “Bütün sanatların aslı kendine ve topluma ayna tutmaktır. Sonra bu aynayı olabildiğince çoğaltarak büyütmek. Sanatı idrak etmek de bu aynanın içine atlamak. (…) Bu tarif yukarıda aradığımız kahramanın aslında belki hakikatte de var olduğunu, ama muhtemelen aynayı önce kendine tuttuğu için, başkalarına tutmaktan vaz geçtiğini bildiren bir işaret olabilir. “Şair Mustafa Aydoğan bu işareti fehmedenlerden biri olarak görünüyor. Bu şiirin devamını okumak zahmetini ihtiyar edecek okuyucuların görecekleri gibi bu işareti zamanımızın şiirle ilgili çok kalem erbabında bulunmayan bir derinlikle ayrıca ciddiye de alıyor.” (Mehmet Ragıp Karcı) “Aydoğan şiirlerinde düşünce ile duyarlığı bir dengede meczediyor. Kendine mahsus kelimeleri, imgeleri, kafiyeleri, söyleyiş biçimleri ile bir ‘dünya’ kuruyor. Okurun bu ‘dünya’ ile münasebeti zorluklar içermiyor; şair çok çeşitli kapılar açıyor ona ve paylaşım gerçekleşiyor. Orada ‘Yanağı camdan bir çocuk’ bize bakar. Pencereleri açar açmaz ‘baharın köpüğü kediler’ içeriye girer. Kum üstünde izler görülür. Gidenler gelenlerden fazladır biraz. Panayır biter ve herkes dağılır. Şair ‘hayatın el değmiş tecrübelerini’ yeniden okumaya durunca, yalnızlık kendini çoğaltınca, bütün tehlikeler kıyıya çekilip deniz aşılınca, hasret yoğunlaşır, yorgunluk artar; oysa sevgili ‘bir dokunsa’ şairin üzerindeki ‘hayat denilen ağır masa’ kalkıverecek gibidir. “Aydoğan şiirindeki safrayı giderek seyreltiyor. Bazen şeffaflığa varan bir safık yakalıyor: ‘Uyuyorsun yıllar var ki / canları sıkılan otellerde’. Bazen de bu saÓık bir minyatür berraklığına kavuşuyor: ‘Haydar ve ben / içimiz denen o çivit düğmeler göğsümüzde / açıyor kapatıyor açıyor kapatıyoruz / yan yana oturuyor ve saatlerce susuyoruz / büyüyor o düğmeler bir acem gülü gibi / kalkıp sevinçle kucaklaşıyoruz…” (Mustafa Kutlu) ESERLERİ (şiir): Kendini Aynalarda Çoğaltan Şehir (1997), Bir Dolu Bakır Yaz (1999), Bahar Köpüğü (2004). HAKKINDA: Ahmet Koç / Mustafa Aydoğan’ın Mısralarında Bir Gezinti (Işıkgazetesi K.Maraş, 2.6.1992), Kendini Aynalarda Çoğaltan Şehir (Yeni Şafak, 24.9.1997), Beşir Ayvazoğlu / Güldeste (Zaman gazetesi, 22.11.1997), Ömer Lekesiz / Boşluğun İlmihâli’nde Çocuk, Zaman ve Mekân (Hece dergisi, Ocak 1998), Mustafa Kutlu / Aydoğan’ın Şiirleri (Yeni Şafak, 6.1.1998), M. K. Doruk / Hece’ye Eleştirel Bir Yaklaşım (Yeni Şafak, 11.8.1999), Bir Dolu Bakır Yaz (Dergâh, sayı: 113, Temmuz 1999), Osman Özbahçe / Aydoğan’ın Şiiri (Hece, sayı: 41, Mayıs 2000), M. Ragıp Karcı / Şairler ve Şiirler: Mustafa Aydoğan (Hece, sayı: 74, Şubat 2003), İbrahim Tenekeci / Yeni Kitaplar, Yeni İmkanlar (Millî Gazete, 18.6.2004), Mustafa Karaalioğlu / Şairin Dönüşü (Yeni Şafak, 13.6.2004), Ali Emre / Bahar Köpüğü (Kırklar, KasımAralık 2004).