Francis Hopkinson Smith, mühendislik bürosunda roman yazan, gondolda resim yapan, bir yandan deniz fenerleri inşa ederken diğer yandan dünyanın dört bir yanına seyahat edebilen, eşine az rastlanır bir insandı.
"...Üsküdar Çeşmesi kadar güzel bir şeyi resmetmek suç olamazdı. Eğer Doğu'nun bu peri elinden çıkmışa benzer yaratımları tapınma nesneleri olsaydı ben kolayca Müslümanlığa geçebilirdim."
"...Daha önce de söylediğim gibi, İstanbul'a resim yapmak için gelmiştim; renklerden keyif almak, renk cümbüşü yaratmak için; dünya üzerinde rakibi olmayan bir mimarinin detaylarını saygılı bir kalemle takip ederek saatlerce oturmak için; Üsküdar'ın tepelerinde güneşin yükselişini ve ışınlarını İstanbul'un büyülü minarelerine dağıtışını seyretmek için ve bir milleti incelemek için ki o milletin eski püskü giysileri renk senfonisidir, gelenekleri ve kayıtları modern zamanların en tatlı şiirleridir..."