Bu romanın ismini hiç duymamıştım, komşumuz güzel bir kitap diye okumamızı önerdi. Hakkında hiçbir bilgiye sahip olmadığım için bir beklenti içinde değildim. Ama iyi ki okumuşum dediğim bir kitap oldu.
Cumhuriyetimizin 100. yılına yaklaşırken cumhuriyet ve monarşi arasındaki farkı görmek, cumhuriyetin öyle verimli topraklara dikilen alalede bir çiçek değil de, engellere rağmen açan bir kardelen olduğunu görmek iyi oldu.
Kitap Napolyon dönemi Fransa'sını anlatıyor ama öyle anlaşılmayacak, tarihi bilgiler içinde boğulacağınız bir kitap değil. Aksine Napolyon'la bağlantısı bulunan bir kadının hatıra defterine yazdığı yazılar olarak kurgulanmış, romantize edilmiş bir kitap (kitabı okumayı düşünenler için bu bağlantının ne olduğunu söylemiyorum). Napolyon ile ilgili sadece kısa boylu olduğu bilgisine vakıftım. Kitabı okurken o dönemde yaşamış birçok kişiyi de tanıma fırsatı buldum, hayatlarını araştırdım. Ama kitabı okurken kimsenin görüntüsünü bilmediğim için internetteki resimlerine bakmadım ki kitabın sonuna kadar hayal ettiğim gibi kalsınlar. Şimdi internetteki resimlerine bakıp ne kadar düşündüğüm kişilere benziyorlar diye kontrol edeceğim. Bunu yapmanızı da tavsiye ederim, hayal gücümüz çalışsın.
Çok kısa bir sürede elbette okunurdu, kitap akıp gidiyor adeta, hiç sıkmıyor. Ama ben gerektiği gibi okuyamadım, araya fasılalar soktum, ona rağmen kaldığım yerden aynı zevkle devam edebildim. Güzel bir kitaptı. Tavsiye ederim.