Uzun süredir kütüphanemde duran bir kitabın daha okumasını tamamladım.
“Her şeyin doğru ama bir şeyin gerçek olmadığı” iddia edilen bu kitapta, aslında bir gerçek var: Çok gizli kalmasına lüzum gösterilmeyen Türk-İslam düşüncesinin zemmedilmesi. Bir kaç yerde ciddi manada açık edilen bu tavır, kitabın son sayfasında isimlendirilmiş: Yoz Türkler.
Birbiriyle bağlantıları zayıf olan bir kaç istihbarat kurgusu üzerinden yola çıkılarak kurgulanmış hikayenin sonucunun da, (rüya okumaları kurgusu tam bir gerabet) hikaye ile uyumlu bir yere değil de, iki istihbarat ajanının bir birine aşık olmasına bağlandığını düşünürsek, kitabın esas amacının; yazarın dili ile, Araplaşan Türklerin, İslamcı iktidar elinde, Rusya ve ABD karşısında bitme noktasına geldiği...
Esef verici....
DestinaMine G. Kırıkkanat · Literatür Yayıncılık · 2008140 okunma
Cehennemlik adama, "İki tür cezamız var" der Zebani.
"Ya her gün saat 12'de bir kaşık alman boku yiyeceksin, ya da her gün saat 12'de bir kova dolusu Türk boku, karar senin!"
Adam hiç düşünmeden, "Türk boku"nu tercih eder.
Zebani siparişi not alır, ama merakını yenemeyip sorar:
"Yahu, bokun Türk'ü, Alman'ı fark etmez. Niye bir kaşık yerine bir kova istersin?" Adam kurnaz bir ifadeyle, "Çok basit" diye cevap verir. "Türk dediğin, boku bulsa kovayı, kovayı bulsa boku bulamaz. İkisini bir araya getise, saat 12'ye yetiştiremez. Ama Alman var ya Alman, bana o bir kaşık boku her gün saar 12'de yedirir..."