Destursuz Bağa Girenler

Orhan Şaik Gökyay

Oldest Destursuz Bağa Girenler Quotes

You can find Oldest Destursuz Bağa Girenler quotes, oldest Destursuz Bağa Girenler book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Bay Hüseyin Namık Orkun, Varlık mecmuasında (sayı139, s. 244/46) Dede Korkut hakkında bir yazı neşretti. Muharririn, benim çıkardığım kitap hakkında bu iki sayfalık tenkidinde pek orijinal hatalara işaret edilmiştir. Bu satırların mahiyetini teşrih etmeyi kendim için bir müdafaa hakkı değil, bir vazife saydım. Çünkü henüz Türkçe ifadeden aciz, okuduğunu anlamaktan aciz kimselerin yazılarına geçer bir meta gibi rastlamakta olmamız, ciddi okuyuculara karşı hürmetsizlik teşkil edip durmaktadır. Hüseyin Namık Orkun’un, Dede Korkut’un bütün hatalarını böyle kısa bir makalede bir araya getirmeye asla imkan bulmamasına mukabil, ben onun bu perişan satırlarında bütün ilmi hüviyetini meydana koymak gibi büyük bir cüret göstereceğim. Umumi ve yüksekten atılmış birtakım hükümlerin arkasına sinerek pehlivan imzanın çürük ve beceriksizce tabiyesini kullanacak değilim. Tenkidi ve gösterilen hataları kendisi ve okuyucularla birlikte satır satır bir daha tekrarlayarak bu yazının acınacak vaziyetine merhameti celbe çalışacağım.
Sizin gibi kolaylıkla eser vücuda getirmek saadetinden yazık ki mahrumum.
Reklam
Son seneler içinde birçok eser türedi. Ekseriya, ölen bir büyük şairin terekesinden bir türlü mirasa konarak neşriyat sahasını istila eden bu kolay eserler seviye düşüklüğünün, hazırcılığın, emek vermeden eser sahibi olmak maharetinin gittikçe tehlikeli bir şekil alan sirayetini bize haber veriyorlar. Yalan yanlış, öteden beriden çırpıştırılmış, tahlilsiz, terkipsiz bir söz kabalığının ardında, bu cins eserlerin çok defa, üzerlerinde işlemeye kalkıştıkları şahsiyetleri tanınmaz hale soktuklarını görmekle üzgünüz. Edebiyatımızda bir meşhur adam avcılığı aldı yürüdü ve avcıların şikarlarından birçoğu işte önümüzde ruhsuz serilmiş yatıyor.
Kışın bizi geçmişle baş başa kalmaya çağırdığı günler olur; bu çağrıya uyar, gerilere doğru bir geziye çıkarız. Şimdi artık arayıp uğrayanların azaldığı yerlerde bildik yüzler bekler bizi. Ya günün her anlamında kapanık havasından kurtulma, ya adını koymayı gerekli saymadığım ya da koymadığım biz özleyişle değişik yerlere uzanmak isteyerek, bu yolculuğumda bir kılavuz arar gibi raflara bakarım. Elime bir davan geçer, “Benim aradığın!” der bana. Alır, odamda br bucağa çekilirim; kasideden gazele, gazelden rubaiye atlayarak avunur giderim, anlayabildiğim kadar.
Sabah keyfi... Kahvemi içmiştim, baharı muştulayan bir meltem kıpırdanıyor ortalıkta. Balkona çıktım, uzaklardaki denize bakıyorum. Bir böcek gözüme ilişiyor, güzel dünyaya yeni doğmuş bir böcek, belki de bu yılın ilk böceği bu... Nereden nereye, Ahmet Haşim’in “Müthiş Bir Böcek” adlı yazısını hatırlıyorum, münasebetsizlik. Çağrışımın yumağı bir kez çözülmeye başladı mı tutamazsınız artık; birbirleriyle ilgisi olmayan bir yığın inceli kalınlı ipler ve düğümlerle ağını örmeye başlar çağrışım; bunların nereden, nasıl geldiğini araştırmaya vakit bırakmaz, göz açtırmaz size; öyle oldum bu sabah.
Fizyoloji kelimesi çengellendi kafamda, çağrışımla bir ilgisi var mı acaba demeye kalmadı, bir şairin sanatını, kişiliğini anlamak için, bu bilimin gerek olduğunu okumuştum bir yerde, bir yetkili dilinden. Bütün bildiğim “loji”leri zihnimden geçirdim, gelip “vantroloji”de durdum, var mıydı böyle bir bilim? Olur muydu? Varsa ne demektir? Tatbik alanı ne olabilir bunun? Acaba fizyoloji gibi bir yerde, sanat alanında demek istiyorum, işe yarar mı? Diyelim, tenkitte ya da eleştirmede bundan yararlanmak nasıl mümkündür? Bilemedin, yanlışların, bağıran yanlışların sesini kısıp duyurmamak ya da bunları savunmak babında? Hem varsa bu “vantroloji” denen bilim anlamı nedir? Türkçede nasıl karşılamalı bunu? Osmanlıcada bulunabilir sanırım bir karşılığı: “İşkembe-i kübradan atmak” var, aklımda kaldığına göre...
Reklam
64 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.