Orhan Şaik Gökyay

Orhan Şaik GökyayBu Vatan Kimin? author
Author
Compiler
Translator
9.0/10
51 People
295
Reads
79
Likes
6.7k
Views

About

Edebiyat tarihi ve dil araştırmacısı, şair, öğretmen. “Bu Vatan Kimin” şiiri ile hafızalarda yer etmiş vatansever bir şairdir. Edebiyat alanında şairliğinden çok eleştirmenliği ve araştırmacılığı ile öne çıktı. Dil konusunda yaptığı en önemli çalışma Dede Korkut hikâyeleri’ni sadeleştirmesidir. Yetmiş yıl boyunca öğretmenlik yaptı, binlerce öğrenci yetiştirdi. Bestesi Arif Sami Toker’e ait olan ve Türk Müziği’nin klasikleri arasında sayılan “Çıksam Şu Dağların Yücelerine” şarkısının güftesinin yazarıdır. 16 Temmuz 1902 tarihinde babasının edebiyat öğretmeni olarak görev yaptığı İnebolu'da dünyaya geldi. 93 Harbi’nden sonra Filibe’den Anadolu’ya göç eden bir ailenin yedi çocuğundan birisidir. Babası Mehmet Cevdet Efendi, annesi Şefika Hanım’dır. Asıl adı Hüseyin Vehbi’dir. Rıza Nur’un Milli Eğitim Bakanlığı sırasında ‘her öğrencinin bir Türk adı alması’yla ilgili genelgesi uyarınca adını "Orhan" olarak değiştirmişti. İlk öğretimine Kastamonu'da başladı. İdadi’nin dokuzuncu sınıfında okurken, ailesinin maddi sıkıntıya düşmesi sebebiyle öğrenimine ara verdi. Katip olarak özel idarede çalışmaya başladıktan sonra edebiyatla ilgilendi. İlk şiiri Kastamonu'daki Açıksöz gazetesinde 1922 yılında yayımlandı. “Annemin Mezarında” adını taşıyan bu şiiri, kardeşi Kenan’a atfetmişti. İzmir’in işgaline duyduğu üzüntü ile yazdığı “İzmir Rüyası” adlı ikinci şiirini edebiyat öğretmeni Vasfi Bey’e ithaf etti . Kurtuluş Savaşı yıllarında İstanbul’dan Ankara’ya geçen pek çok kişinin yol üzerinde uğradığı bir yer olan Kastamonu’dan geçtiği sırada ünlü şair Mehmet Akif ile de görüşme fırsatı bulmuş, ilk şiirlerini göstermiş ve beğenisini kazanmıştı. Aynı yıl öğrenimini tamamlamak üzere Ankara'ya gitti. Ankara Darülmuallimi’nin (öğretmen okulu) son sınıfına kaydoldu. Öğretmenlik ve edebiyat yaşamı: Ankara Darülmuallimin’i çok iyi derece ile bitirdikten sonra 1923 yılından itibaren Piraziz, Samsun ve Balıkesir'de öğretmenlik yaptı. Balıkesir'de görev yaptığı sırada şair Edremitli Ruhi Naci’nin (Sağdıç) desteğiyle Çağlayan isminde bir edebiyat dergisi çıkardı ve takma isimle yazı ve şiirlerini yayımladı. 1924-1926 yılları arasında çıkan 15 günlük bu dergide Mehmet Akif, Tokadizade Şekip ve Hasan Basri (Çantay) gibi devrin önemli şair ve yazarlarının da eserlerini yayınladı. 1927 tarihinde önce Kastamonu İdadisi’nin son sınıfına kaydolarak bu okuldan kaydoldu, ardından hem İstanbul Darülfünunu Edebiyat Fakültesi’ne hem Yüksek Öğretmen Okulu’na kaydoldu; öğrenimini her iki okulda birden sürdürdü Edebiyat Fakültesi’nde hocası Fuat Köprülü'den etkilendi. Almancasını ilerletti. Yüksek öğrenimini 1930’da tamamladıktan sonra tekrar öğretmenliğe başladı. Kastamonu, Malatya, Edirne, Ankara, Eskişehir ve Bursa'da edebiyat öğretmenliği yaptı. "Bu Vatan Kimin" şiirini Bursa'da iken yazdı. Edirne'de görev yaptığı sırada kendisi gibi öğremenlik yapan Ferhunde Sarıoğlu ile evlendi. Çiftin çocukları olmadı. 1938 yılında Dede Korkut hikâyelerini yayınladı. Bu eser ile “Dede Korkut’un torunu” unvanını aldı. Öğretmenlik yaşamına 1939’dan itibaren Ankara’da, yeni kurulan Musiki Muallim Mektebi’nde (Ankara Devlet Konservatuvarı) öğretmen ve müdür olarak devam etti. Bestesini Necil Kazım Akses ile Ulvi Cemal Erkin'in müştereken yaptıkları Konservatuvar Marşı’nın güftesini yazdı[6]. En önemli araştırmalarından birisi olan “Kabusname” ilk defa 1944’te yayımlandı. Bu kitap, Emir Unsurü'I-Meali Keykavus'un 1082 yılında, oğlu Giylanşah için "Nasihat-name" türünde yazılmış bir eserdir. 1944 yılında konservatuvar müdürü iken okul arkadaşı Nihal Atsız’ı evinde misafir etmesi üzerine “Irkçılık-Turancılık davası" nedeniyle görevine son verildi, tutuklanarak İstanbul’a gönderildi, işkence gördü. Onbir ay süren tutukluluk ve yargınlanma sürecinin ardından beraat etti ve öğretmenlik mesleğine geri iade edildi; Galatasaray Lisesi’nde öğretmenlik (1947-1951), Londra kültür ateşeliği ve öğrenci müfettişliği (1951-1954), İstanbul (Çapa) Eğitim Enstitüsü’nde öğretmenlik (1954-1959) görevlerinde bulundu. 1957’de “Katip Çelebi Hayatı, Şahsiyeti, Eserleri” adlı kitabını yayımlayan Gökyay, büyük önem verdiği Katip Çelebi’nin eserleri üzerinde çalışmalarını onun "Tuhfetü'l-Kibar fi Esfari'l-Bihar" ile "Mizanü'l-Hakk fi ihtiyari'l-Ahakk" adlı eserlerini bugünün Türkçe’si ile yayınlayarak sürdürdü. 1959-1962 yılları arasında Londra’da bir okulda Türk Dili ve Edebiyatı okutmanı olarak çalıştı. 1962'de Türkiye'ye döndükten sonra Çapa Eğitim Enstitüsündeki görevine tekrar başladı. 1967 yılında yaş haddinden emekli oldu. Emekliliği: Gökyay, emekli olduktan sonra da eğitimcilikten kopmadı. 81 yaşında tekrar mesleğine döndü; eski görev yeri olan Çapa Eğitim Enstitüsü’nde, Marmara ve Mimar Sinan Üniversitelerinde ders verdi. Hayatı boyunca Türk Dili, Nesil, Türk Folklor Araştırmaları, Çağrı, Oluş, Ülkü, Türk Folkloru, Musiki Mecmuası, Türk Dili, Tarih ve Toplum, gibi dergilerde eleştiriler yayınladı, eleştirilerini 1982’de “Destursuz Bağa Girenler” adlı bir kitapta topladı. ABD’deki Princeton Üniversitesi, 1984’te iki ciltlik bir eser hazırlayarak ona ilk bilim armağanını sundu. 1988’de Türklük Bilgisi Araştırmaları Dergisi’nin 6. ve 7. sayıları ‘Gökyay' a Armağan’ olarak çıktı. 1989’da İstanbul Üniversitesi tarafından kendisine fahri doktorluk diploması verdi. 1991’de Devlet Sanatçısı unvanı ile ödüllendirildi. Değerli kitaplardan oluşan kütüphanesini 1984’te kurulan Türkiye Diyanet Vakfı İslam Araştırmaları Kütüphanesi’ne bağışladı. Prof. Dr. Günay Kut, onun eserlerini “şiirleri, makaleleri, telif kitapları ve çevrileri” olarak dört bölümde inceledi. Bu çalışma, 1989’da yayımlandı. Yetmiş yılık öğretmenlik hayatında binlerce öğrenci yetiştiren Orhan Şaik Gökyay, 2 Aralık 1994 tarihinde vefat etti ve cenazesi ertesi gün Üsküdar'daki Nakkaştepe Mezarlığı'nda toprağa verildi. Ölümünden Sonra: Yaşamı boyunca yalnızca beş şiirini Türkçe ve İngilizce olarak 1976’da yayımlamış olan şairin şiirleri ölümünden sonra “Bu Vatan Kimin” adı altında kitaplaştırıldı (1994). 2001 yılından bu yana eşi Ferhunde Gökyay ve öğrencisi Kudret Ünal tarafından “Orhan Şaik Gökyay Şiir Ödülü” verilmektedir. 2002 yılında Rıdvan Çongur ile Nail Tan’ın hazırladığı "‘Bu Vatan Kimin?’ şairi, yazar Orhan Şaik Gökyay” adlı kitap yayımlandı. Doğum yeri olan İnebolu’da ismi bir sokağa verilmiş ve büstü yerleştirilmiştir. Bazı Eserleri: - Dede Korkut (İstanbul, 1000) - Dedem Korkut'un Kitabı(İstanbul, 1973) - Katip Çelebi'den Seçmeler (İstanbul, 1968) - Destursuz Bağa Girenler (Dergâh yayınları, İstanbul 1982) - Bu Vatan Kimin? ŞİİRLER ( ÖZEL TÜRKMEN LİSESİ O. Ş. GÖKYAY KÜT. Y,1994)
Title:
Türk Şair ve Akademisyen
Birth:
İnebolu, Kastamonu, Türkiye, 16 July 1902
Death:
İstanbul, Türkiye, 2 December 1994

Readers

79 readers liked.
295 readers read.
13 readers are reading.
163 readers will read.
6 readers left half.
Reklam

Quotes

See All
Reklam
Bilginin bu kadar fazlası size zarar getirir diyecektim, fakat bu vesile ile birçok şey öğrenip faydalandığınızı düşünerek vazgeçtim.
"Bence ilmin ayrı ahlakı yoktur, ben yalnız ve mutlak tek ahlak tanırım. Namuslu, mert insanın ahlakı."
Sayfa 25
İkinci Sultan Osman Faciası
“Sultan Osman merhum ise “bakın görün, hey zavallılar, padişah ettiğiniz adamı (1. Mustafa), devletin inkırazına sebep olursız, kendi ocağınıza söyündürürsiz, yakında pişman olursız” deyu nice söz söyledi. Sonra başından köhne sarığı çıkarup bıraktı, başı açık ağlamaya başladı. Ve “ağalar, bilmezlikle size cefa ettimse affedin, siz etmen, dün sabah padişah idim, şimdi uryan kaldım, merhamet edüp halimden ibret alın, dünya size dahi baki kalmaz” deyu yakıcı sözler söyleyip halkı ağlattı.”
Sayfa 64 - Milli Eğitim Yayınları, Devlet Kitapları-İstanbul 1968Kitabı okudu
Yıllar yılı Türk Dili ve Edebiyatı okutan bir kişinin, kulaç attığı bu engin denize bir kıyıdan bakıp durmaktansa içine girip inciler toplamak gönlümüze düştü. Girdik, baktık ki sığlık. Ama yine de saçtığı incilerin demirbaş defterini görmek merakına düştük.
Sayfa 105Kitabı okudu
"Kötülere acımak, iyilere zulümdür. Zalimleri affetmek, mazlumlara zulmetmektir!"

Updates

See All
Reklam
Ölürsem Şehit, kalırsam Gaziyim diyen
2232 Yıllık Şanlı bir Orduya güç yetiremezsiniz. 🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷 Bu vatan toprağın kara bağrında, sıra dağlar gibi duranlarındır. Bir tarih boyunca, onun uğrunda, kendini tarihe verenlerindir.
Orhan Şaik Gökyay
Orhan Şaik Gökyay
#199181248 Ecdâdımızın heybeti ma'rûf-u cihândır, Fıtrat değişir sanma bu kan yine o
. 1944 Irkçılık Turancılık Davası'nın sanıklarından
Orhan Şaik Gökyay
Orhan Şaik Gökyay
'ın unutulmaz şiiri,
Bu Vatan Kimin?
Bu Vatan Kimin?
Bu vatan toprağın kara bağrında Sıradağlar gibi duranlarındır, Bir tarih boyunca onun uğrunda Kendini tarihe verenlerindir. Tutuşup kül olan ocaklarından, Şahlanıp köpüren ırmaklarından, Hudutlarda gaza bayraklarından Alnına ışıklar
TRT'nin TRT olduğu zamanlar. Değerli bir arşiv
TRT Arşivinden, Türk edebiyatının usta kalemlerini konu alan arşiv videoları. Değerli edebiyatçılarımızı özlemle ve minnetle anıyoruz...
Yaşar Kemal
Yaşar Kemal
trtarsiv.com/ozel-video/edeb...
Özdemir Asaf
Özdemir Asaf

Comments and Reviews

See All
355 syf.
·
Not rated
·
Liked
Orhan Şaik hoca gözümde çok büyük işler yapmış olan Muharrem Ergin hocayı ve diğer birçok kişiyi bitiren adamdır. Kendisi eskiden kullandığımız Arap harfli metinlerle yazılmış olan eserleri günümüz alfabesine, günümüz dil yapısına çevirme işine girişenleri aşırı bir şekilde ve haklı olarak eleştiriyor. Muharrem Ergin hoca başta olmak üzere birçok
Destursuz Bağa Girenler
Destursuz Bağa GirenlerOrhan Şaik Gökyay · Kabalcı Yayınları · 200746 okunma
Reklam
144 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
Orhan Şaik Gökyay diyince herkesin aklına “Bu vatan kimin” diye başlayan meşhur dizeler gelir.Kendisi öğretmenlik ve edebiyat tarihi alanındaki çalışmalarıyla tanınır.Şiirlerinde vatan,bayrak,millet,tabiat,kahramanlık konularını ele almıştır.
Bu Vatan Kimin?
Bu Vatan Kimin?Orhan Şaik Gökyay · Orhan Şaik Gökyay Kütüphanesi Yayınları · 199486 okunma
136 syf.
8/10 puan verdi
"Vatan sevgisi duygusunu içimde ilk uyandıran rahmetli babam olmuştur. Bir gün, ben daha beş yaşında bir çocuk iken, babam elimden tutmuş, çarşıdan eve geliyorduk. O tarihte, Kastamonu'da, memlekette olanı biteni yazan ve Havadis adı ile satılan el kadar bir gazete çıkardı. Babam o günkü Havadis'i aldı, şöyle bir göz attı ve: "Yazık, Selanik de elden gitti." dedi. O zaman bu kaybın ne kadar büyük olduğunu babamın üzüntüsünün derecesinden anlamıştım. Vatan sevgisinin bendeki ilk tohumu babamın bu sözüdür. İstiklal Savaşı sürerken yazmaya başladığım şiirlerde bu tohumun alabildiğine filizlendiği görülür. Bu şiirlerden birkaçı İzmir'in işgali üzerinedir. Ankara Erkek Muallim Mektebi son sınıfında talebe iken, daha Kastamonu İdadisi'nde iken yazdığım bu şiirlerden bir tanesini tarih hocamız rahmetli Vasıf Çınar Bey'e gösterdim. İzmir mebuslarından olan Vasıf Bey bu şiiri, o tarihte, İzmir'in işgali hatırasına, özel olarak, tek sayı yayınlanan gazetede neşretti. Benim şiirlerimde bu devirde esmeye başlayan vatan sevgisi ile dolu hamasi hava git gide artmış, eksilmemiştir. Okuyucu bu havayı benim gibi hissederse sevinirim." (Önsöz'den)
Bu Vatan Kimin?
Bu Vatan Kimin?Orhan Şaik Gökyay · Yeditepe Yayınevi · 201886 okunma