Anadolu halkının çağlardan, çağlara geliştirdiği onurlu, özgür insan gücünün ortak eseridir.
Güttüğü tezi, ilk sayfada Nâzım Paşa'nın "Be biz Osmanlılarız bizde çok insan bulunur" mısrasıyla özetleyen roman, adını kahramanlarından devlet Hatun'un adından alıyor ve Ertuğrul, Osman, Orhan Beylerin yıkılmış, çökmekte Anadolu Selçuk Devletinin Bitinya ucunda Osmanlı devletinin temellerini nasıl attıklarını destanlaştırıyor: Devlet Hatun, Rum Bacıları'nın başına geçtikten sonra Bacı Bey olmuş, Osmanlıların Derin Geçit'i aşmalarında olanca gücünü kullanmıştı. Kancık Vuruş, Uyandırılan Işık, Dost Çelmesi, Derin Geçit diye dört bölüme ayrılmış olan romanda Osmanoğullarının çimleniş, filizleniş yılları; Konya'da Selçuklu çözülüşleriyle Bizans sınır kaynaşmaları; savaşçı dervişler, hilebaz keşişler, Sen-Jan şövalyelerinden Notüs Gladyüs, Orhan Gazi'nin eşi olunca Nilüfer Hatun adını alan tekfür kızı Lotüs, Şeyh Edebali, Yunus Emre gibi kişileriyle maceranın, aşkın, inancın, tarih-masal potasında eritilmesîyle yazıya dökülür.
Türk Dil Kurumu 1968 Roman Ödülü'nü kazanan eser, edebiyat dünyamızda tartışmalara konu olmasıyla da ün kazanmıştır. Mehmet Şeyda'nın Türk Romanı (1969) adlı kitabı Devlet Ana romanının olumlu olumsuz yankıları üzerine düzenlenmiş bir açık oturum tutanağıdır.