Devrimcilik Güzel Şey Be Kardeşim

Marx, bence felsefeyi de psikolojiyi de birlikte ele alabilen tılsımı ya da kuşkuyu bize fısıldadığı için; bu sakallıdan kurtulabilmek-kaçabilmek mümkün değil...

Sayfa 172 - Abkç*Kitabı okudu

Oysa 21. yüzyıla ait bir “özgürlükçü sosyalizm”, bireye de bakabilmeli. Bireyin kurtuluşunun tek başına olamayacağının, toplumsal ölçekte olabileceğinin altını çizmeli; ama topluma bakarken bireyi de “birey olarak” insani boyutunda görebilmeli.

Sayfa 329Kitabı okudu

Reklam

Aslı

Yani Josef K, içinde bulunduğun durumu hiçbir zaman sorgulamadın, bu yüzden senin için beklenen ve kaçınılmaz bir sonu kendin hazırladın be arkadaş! Suçlandığın zaman, huzura kavuşabilmek uğruna, sana biçilen cezaya hep bir meşruiyet arıyordun, senin için biçilen cezaya bir suç bulmaya, kendini suçlamaya çalışıyordun! Sesini çıkarmadın. Gözlerini bile kaldırmadın. Bir nesne yerine konulduğunun farkındaydın, hatta bunu yeğliyordun.

Sayfa 249 - Kafka’nın Dava kitabındaki Josef K’ya (!)Kitabı okudu

Aslı

Adalet Ağaoğlu’nun sözleriyle, “bir gün, hiç almamış gibi yapamayacakları bir telgraf almışlar”, çevrelerinde olup bitene kayıtsız kalamadıklarından, bilinçlerini vicdanlarına kilitleyerek bu siyasi faaliyete girişmişlerdi (Fransızca’da ‘la conscience’ hem bilinç hem vicdan anlamına gelir. Marksizm’de ‘Fransızca konuşmak’ metaforu, ‘devrim yapmak’ anlamındadır.)

Sayfa 330 - :)Kitabı okudu

Aslı

aradan geçen elli yılda pek bir şey değişmemiş

Faşizmin halka saldırıları karşısında CHP, halkı, ‘genel seçimlere kadar sabredin ve seçimlerde bize oy verin’ diyerek pasifize ediyor. CHP iktidarıyla faşizmin yenilemeyeceğini; CHP’nin halkı faşizme karşı savunmasız ve silahsız bırakarak hâkim sınıfların gaddarca sömürü ve zulümlerini kolaylaştırıcı bir rol oynadığını açıklamalıyız.

Sayfa 125 - ayrıntı yayınlarıKitabı okudu

Aslı

Nâzım Hikmet’in dediği gibi “Bu bahiste geri gelmesi mümkün olmayan hatırlanmamalı” belki, ama yeniden üretilebilmesi mümkün olanlar da asla unutulmamalı... Gezi direnişi Fatsa ütopyasını unutmadı, ona yeniden hayat verdi. Fatsa ütopyasını geçmişe ait bir nostalji olmaktan çıkaran bir isyan iradesiydi çünkü. Fatsa’yı yaratanlar, yıllar sonra Gezi isyanlarına can verebilmek uğruna can verirken yumruklarını sıktılar.. Ne demişti Tuncel Kurtiz? “Biz dünyayı değiştirmek istedik, olmadı, başaramadık, dünyayı değiştiremedik, fakat dünya da bizi değiştiremedi.” O halde? Dünyayı değiştirme isteğimiz baki...

Sayfa 278Kitabı okudu