Berlin Varşova Ankara 1920

Devrimin Gölgesinde

Kemal Okuyan

En Eski Devrimin Gölgesinde Gönderileri

En Eski Devrimin Gölgesinde kitaplarını, en eski Devrimin Gölgesinde sözleri ve alıntılarını, en eski Devrimin Gölgesinde yazarlarını, en eski Devrimin Gölgesinde yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Lenin “işçiler birbirleriyle değil kendi burjuvalarıyla savaşmalı” diyordu ama savaş başladığında kimsenin bunu dinleyecek hali yoktu. Şovenizm galebe çalmış, savaş çığlıkları yoksul milyonları kendinden geçirmişti. Onların uyanışını yine savaş sağladı. Ölüyorlardı, biner biner. Kurşundan kaçan bombayla, bombadan kurtulan zehirli gazla, zehirli gazdan sağ çıkan süngüyle... Hala ayakta kalındıysa devreye salgın hastalıklar giriyordu.
Sayfa 12 - 2. BaskıKitabı okudu
Despotik Rusya’dan Devrimci Rusya’ya geçi birkaç günde gerçekleşti. Çar düştü, iktidar boşluğu burjuvaziye ve işçi sonucuna ait iki odak tarafından dolduruldu. 1917 Mart ve Kasım ayları arasında geçen sekiz ay, Rusya’da otorite Geçici Hükümet ile Sovyetler arasında paylaşıldı. Düğümü Bolşevikler çözdü, 7 Kasım 1917’de işçi sınıfı iktidarı eline geçirdi.
Reklam
Gariptir, Alman Devrimi çok ama çok sayıda yiğit devrimci çıkardı ortaya, bunların çoğu komünistti ama Devrim’in kritik anlarında öne çıkanlar hep devrimciliği bile tartışmalı tipler oldu. Tarih bazen bireylere hazır olmadıkları, hatta hiç hesaplamadıkları roller düşürür!
Rusya’da devrim 1917 Şubatı’nda yükseldi, Çarı alaşağı etti, Kasım’da işçi sınıfı iktidarı ile taçlandı. Alman Devrimi 1918 Kasım’ında patladı, Kayzer devrildi, Cumhuriyet kuruldu.
Görüldüğü gibi benzerlik çok, 1917 Rusya’sıyla 1918 Almanya’sı arasında. Fark şu ki, Alman Devrimi nihayete erdirilemedi! Bugünün dünyasını da etkileyecek biçimde, Alman işçi sınıfı dünya devriminin önünü açacak hamleyi yapmayı başaramadı.
Neydi temel sorun? Hiç tereddütsüz sorun, Almanya’da 1918 yılında feleğin çemberinden geçmiş bir devrimci işçi sınıfı partisinin yokluğuydu. Alman Sosyal Demokrasisi’nin içinde her daim devrimci bir kanat vardı belki ama bu kanat hiçbir zaman kendi göbeğini kesememiş, bağımsız bir güç olmamıştı. Savaş sırasında partinin tutumuyla ilgili görüş farklılıkları nedeniyle yaşanan ayrışma, devrimci Marksistler açısından örgütsel ve siyasal bağımsızlık anlamına gelmemiş, tersine Lenin’in “dönek” damgası vurduğu Kautsky’den, reformizmin I babası Bernstein’a varıncaya kadar bir dizi isim Bağımsız Alman Sosyal Demokrat Partisi’nde (USPD) buluşmuştu. Roxa Luxemburg ve Karl Liebknecht’in başını çektiği Spartakistler 1917’de kurulan bu partinin sol kanadını oluşturuyordu.
Reklam
Almanya’da emekçi halkın afyonu sosyal demokrasiydi ve komünistlerin daha sonra bu etkiyi dağıtmak için verdiği muazzam kavga yeterli olmadı.
Gerçekten ilginçti, savaştan sorumlu olanların da çaresizce ve sinsice kendilerini dahaki ettiği bir “devrim” yaşanıyordu. Herkes devrimci, herkes cumhuriyetçiydi!
İşte sosyal demokrasi özetle “evinize gidin” denekteydi. Tıpkı Rusya’da Şubat Devrimi’nden sonra kurulan Geçici Hükümet’in yaptığı gibi... “Çarı düşürdünüz daha ne istiyorsunuz” gibilerinden... Bir tek Bolşevikler yutmamıştı bu zokayı. Soruyorlardı işçilere “hani barış, hani toprak, hani ekmek” diye. En can alıcısı “Çarı burjuvalar bizi iliklerimize kadar sömürsün diye mi devirdik” sözüydü.
Almanya 1919’a girilirken Komünist Partisi’ni arıyordu.
83 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.