Nietzsche Ağladığında kitabını okuduktan sonra okudum. Beklentimi yüksek tutmadım çünkü en iyi kitabının Nietzsche Ağladığında olduğuna emindim. Ta ki Divan’ı yarılayana kadar. Ters köşe oldum bu kitabıyla. O kadar şaşırarak ve sürüklenerek okudum ki şimdiye kadar okuduğum hiçbir psikoloji veya psikolojik kurgu
Irvin D. Yalom un tıp fakültesi okuyup uzmanlık dalı olarak ta psikiyatriyi seçme nedeni olarak Tolstoy ve Dostoyevski’ye daha çok yaklaştıracağını hissettiği biyografisinde belirtilmiş. Bana terapi öykülerini sevdiren sevgili Yalom sakın ölme..!
Divan da bana göre yine müthiş bir kurgu var. Psikanalistler, hastalar etrafında gelişen süreç.. Karakterlerin bir şekilde birbirleriyle bağlantısı var.. Hastaların dışında psikiyatristlerin de bu döngüde yer aldığını görüyoruz.. Hastalar üzerinde terapide görüş farklılıkların olması bana ilginç geldi.. Her hastanın öyküsü elbette farklı.. Doktorların da insan olduğu , zaaflarına yenik düşebildiği, etik kurallarına aykırı davranabileceğini Yalom çok güzel ifade etmiş. Eleştirdiğim tek nokta bir şeyler yarım kaldı ya da okuyucuya bırakılmış sonlar… sanki devamı gelecek ..!
Tabi ki okumanızı öneriyorum.
Irvin D. Yalom la tanışın derim…
Keyifli okumalar…
…” niye hastalarını anlamak için bu kadar uğraşırken, karını anlamaya hiç çaba göstermiyorsun?”
Syf.441
DivanIrvin D. Yalom · Ayrıntı Yayınları · 20215.3k okunma
“BEN DELİ DEĞİLİM” diyenler için (Bedava Haftasonu Terapisi)
İrvin David Yalom'un orjinal ismi “Lying on the couch” ve bizdeki ismi “ise psikologların hastaları için kullandıkları uzun koltuktan aldığı ismi “DİVAN” ile karşımıza çıkıyor. Aslında bu roman bana daha çok istatistik raporu veya dökümantasyon tadında gerçek yaşamdan kesitlere yer veriyor.