"Küreselleşen dünyada Türkçenin geleceğini merak etmek, aslında Türklerin geleceğini merak etmektir. Cevap da buna bağlı olarak şöyle olur: Geleceğin dünyasında Türklerin yeri ne olacaksa Türkçenin yeri de o olacaktır."
Mevlana Celâlettin der ki “Dil tencerenin kapağına benzer:Oynadı,açıldı mı içinde ne yemek var anlarsın.Aklı keskin adam tencerede tatlı yemek mi var,sirkeli ve ekşi aş mı?Dumanından anlar!”
Oysa bir dilin varlığını emniyet altına almanın yegane şartı, o dili felsefede ve bilimde kullanmak; o dil ile düşünce ve bilgi üretmektir. Eğer düşünce ve bilgi üretiminde kullanılmıyorsa bir dil, zamanla mutfak dili olmaktan başka bir geleceği olabilir mi?
Türk dili tehlikedeymiş. Hiç zannetmem. Asıl tehlikede olan Türklerdir. Her kim nasıl tarif ediyorsa, asıl tehlikede olan "Türk kimliği"dir. Çünkü bu kimliğin büyük kültür devrimleri sonucunda DNA yapısı bozulmuş, bir mutasyon süreci başlamıştır. Arzu edilen zaten buydu. Mutasyona uğramış, başkalaşmış bir halkın dilinin de elbette farklı olması gerekecek. Bugün çektiğimiz baş ağrıları, kramplar, sancılar, zaman zaman yükselen ateşimiz, devam eden, ettirilen mutasyon sürecinin tabii sonuçları.