Reader Follow Recommendations
"Bugün dahi tarih yazımında, Gedik Ahmed Paşa'nın Otranto hâkimiyeti; efsaneler, abartmalar, karalamalar, kasideler birbirine karışmış bir şekilde yer alıyor. Otranto, biz Türklerin tarih ders kitaplarının bir köşesinde unuttuğu ama Avrupalıların Avrupa bilincinin oluşumundaki önemli tuğlalardan biridir. Fatih'in amirali Kaptan-ı Derya Gedik Ahmed Paşa 1480 yılı Temmuz ayında kuşatmadan evvel âdet olduğu üzere fethedilecek yerin, yani Otranto'nun sancakbeyliği de uhdesine verilerek İtalya toprağına ayak bastı ve 15 gün içinde Puglia eyaletinin merkezi olan Otranto Kalesi teslim oldu. Bu, Osmanlı'nın en uç noktadaki fethidir ve Fatih Sultan Mehmed'in uygarlığın merkezi İtalya'ya olan düşkünlüğünden dolayı aslında acele yöneldiği ve stratejik bakımdan pek hazırlanmadığı bir fetihtir."
"Frigler'in Başkenti Gordion'da yapılan kazılarda büyük bir tümülüsten çıkan kafatasının Kral Midas'a ait olduğu kesinleşmiştir. Bu son derece önemli bir bulgudur; çünkü bir kafatasının kime ait olduğunun bilinmesi, o kişiye ait diğer niteliklerden de yola çıkarak bireyin yüzünün yeniden oluşturulmasını mümkün kılmaktadır. Bu sayede Kral Midas'ın yüzü 'yeniden yüzlendirme teknikleri' sayesinde tekrardan bir araya getirilebilmiştir. Bu sayede, mitolojiye de konu olan 'eşek kulakları'nın Trak kökenli halklar arasında soyluluk simgesi olarak uzatılıp sivriltilen kulak kıllarından yola çıkarak geliştirildiğini düşündürecek bulgular tespit edilebilmiştir. Bir diğer deyişle Kral Midas'ın kulaklarının iddia edildiği kadar da büyük olmadığı adli antropoloji sayesinde keşfedilebilmiştir."
"Denizli'de bulunan Homo erectus örneklerinden birisi, en eski tüberküloz vakasının Anadolu'da saptandığını ortaya koymaktadır. Bulunan fosil örnek üzerinde araştırmalar yürüten bir grup bilim insanı, kafatasının iç yüzeyinde görülen lezyonların tüberküloz sebebiyle oluştuğunu ve bunun, bireyin koyu derisinin güneş ışınından yeteri kadar D vitamini alamadığı için meydana geldiğini belirtmişlerdir. Bu görüş doğru ise, Denizli'nin Kocabaş ilçesinde çıkarılan insansı fosilin tüberküloz hastalığının bilinen en erken taşıyıcısı olması olasılığı da fosilin önemini arttırmaktadır."
"2015 yılında Science dergisinde yayınlanan bir makale, Pseudomonas fluorescens isimli bakterinin hareketini sağlayan kamçılarının gözlerimizin önünde, tekrar tekrar ve hızla nasıl evrimleşebileceğini göstermiştir. Bu deneyde araştırmacılar, bakterinin fleQ isimli bir genini mutasyona uğratarak işlevini bozmuşlardır. Böylece bakteri kamçılarını üretemez, dolayısıyla da hareket edemez hale gelmiştir. Ancak evrim, sadece 96 saatte (bu bakterilerin üreme hızı göz önüne alınacak olursa, sadece birkaç on nesilde) bu parametreler arasından en uyumlu olanları tekrar seçerek bakterilerin tekrar hareket edebilecek şekilde değişmesini sağlamıştır!"