Albert Einstein'in imgeler aracılığıyla düşündüğü bilinir. Teorileri ve kendi metaforları bu süreci yansıtırlar. Örneğin birbirini geçen asansör ve tren imgeleri görelilik teorisini anlamamızı kolaylaştırırlar. Bedeniyle ilgili düşünceleriyse çok daha az bilinir. Biyografisinde en önemli keşiflerin bazılarını, karıncalanma, titreşim ve başka aydınlatıcı fiziksel duyular biçiminde önce bedeninde hissettiğini anlatır. Kendisine bile gizemli gelen bir süreçte, beden duyuları onu en önemli keşiflerine yönlendiren imgeler ve içgörülerle bilgilendirir. Onyıllar sonra Einstein'ın beyni tıbbi araştırmalar için kesilip incelendiğinde, tek göze çarpan farklılık parietal loblarının boyutu ve yapısıydı; burası beynin uzamda ve zamanda yönlenebilmek için bedenden gelen enformasyonu bütünlediği yerdir.