Kitap, yazarımızın 1975 yılında Cumartesi günleri yaptığı ‘Dilimiz’ adlı radyo programının 11 haftalık yayınının kitaplaştırılmış hali.
Türkçenin, diğer dillerin etkisinden sıyrılırsa dilin daha anlaşılır hale geleceğinden, diğer dillerden geçen kelimelerin yanlış kullanımlarının önüne geçileceğinden bahsediyor. Yazar, sadece Arapça, Farsça kelimelerden değil, Batı kökenli sözcüklerden de olabildiğince arınalım düşüncesini savunuyor. Yabancı kelimelere Türkçe karşılık kullanma ve türetme konularıyla alakalı yazılar mevcut.
‘Öztürkçeciler’, ‘Batı özentisi’, ‘Şark düşmanı’ gibi terimleri kitapta sık sık tekrarlıyor. Çünkü Batılı kelimeleri layıkıyla kullanabilmemiz için, önce Latince ve Yunanca bilmemiz gerekiyor! Yoksa örn. ‘telefon’, ‘televizyon’ gibi kelimelerdeki ‘tele’nin ‘uzak’ anlamına geldiğini bilmeden, ‘tel’le ilişkili kelimeler olduğunu sanmak yanılgısına düşeriz, fikrine savunuyor yazarımız..
Kitabın bir bölümünde Mevlana ve Yunus Emre karşılaştırması var:
Yunus Emre, Türkçe yazdığı için bugün hala anlaşılır olduğunu ve Öztürkçeciliğin tarihsel bağlar kurma açısından da önemli olduğundan bahsetmiş.
Bazı kelimelerin 70’lerden bugüne yaygınlaşması, bazılarının ise tutmamasından da örnekler vermiş yazar..
Keşke Lise seviyesindeki öğrenciler de okusa, diye düşündüm kitabı okuduktan sonra. Dil Devrimin önemini, beraberinde getirdiklerini anlamak ve Türkçe bilincini kazanmak açısından çok değerli bir inceleme kitabı...