Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Çağdaş Türk Düşüncesinin Meseleleri

Din ile Modernleşme Arasında

İsmail Kara

Din ile Modernleşme Arasında Sözleri ve Alıntıları

Din ile Modernleşme Arasında sözleri ve alıntılarını, Din ile Modernleşme Arasında kitap alıntılarını, Din ile Modernleşme Arasında en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Benim neslimin büyük günahı tarihini bilmemek, tarihine inanmamak ve bilhassa tarihinde kendinden bir şey devam ettiğine inanmamaktı. Gördüğümüz feci terbiyenin tesiri altında (tarihi) bir mezar ve bütün vekayii birer ceset gibi düşünüyorduk. Mazimiz bir dağdı: Ona çıkmıştık, şimdi inmekle meşguldük. Ve talihin bizi iniş tarafında dünyaya getirdiğine kızmaktan başka yapacak bir şeyimiz yoktu."
Sayfa 103 - Ahmet Hamdi Akseki Hoca
- Hilmi Ziya Ülken, Kitabı ve Mustafa Kemal Paşa -
Hilmi Ziya Ülken'in "Türk Tefekkür Tarihi" adlı kitabı Ankara'da çok ciddi karşılık bulacak ve müellifi bizzat Mustafa Kemal Paşa'nın hususi övgülerine mahzar olarak 1933 yılında Edebiyat Fakültesi "Türk medeniyeti tarihi" hocalığına tayin edilecek ve yine Paşa'nın emriyle tetkikler yapmak üzere Berlin'e gönderilecektir. Tabi Hilmi Ziya Ülken'in bu yazdığı kitabın içeriği önemli. Bunun içinde kitabın 18. sayfasına müracaat etmek gerekiyor.
Sayfa 19 - DERGAHKitabı okudu
Reklam
Mesuliyet Hareketi..
Bizim hareketimiz mesuliyet hareketidir; davamız hayata uymak değil, hayatımızı hakka uydurmaktır. Nurettin Topçu
Sayfa 246 - DERGAHKitabı okudu
İnsanlığın yaşadığı demokrasi tecrübesini başkaca ciddi zaafları da bulunmaktadır. Bütün aksi iddialara rağmen "demokraside umumi irade denen şey, bütün halkın müşterek iradesi olmaktan ziyade menfaatlerin harekete geçirdiği zümrelerin iradesi" derekesinde kalmış, "halkın hakimiyeti fikri" slogandan öteye geçememiştir.
Sayfa 285Kitabı okudu
- İrtica Kavramı -
31 Mart hadisesinin akabinde siyasi literatürümüze hakim bir unsur olarak giren "irtica", gerçek manasıyla mahkum edilmek, devredışı bırakılmak istenen "muhalefet"in adıdır ve onun dinî-geleneksel unsurlar taşıyıp taşımaması birinci derecede önem taşımaz. Nitekim ilk kullanımlarda kelimenin "istibdat devrine dönme talebi, 2. Abdülhamit taraftarlığı", dolayısıyla "meşrutiyet aleyhtarlığı" (eski rejim taraftarlığı-yeni rejim karşıtlığı) manalarında geçtiğini ve fakat bütün bu suçlama ve tanımlamaların arkasında, gittikçe daha müstebit ve gayrımeşruti olmaya yüz tutan İttihat ve Terakki politikalarına yöneltilen tenkitlerin yattığını göreceğiz.
Sayfa 31 - DERGAHKitabı okudu
"Medeniyet-i Sabıka" ve "Medeniyet-i Cedidenin ümem-i İslamiyeye nakli" konularını işleyen uzun makalesinde, İslam medeniyetinin "münkariz, mahvolmuş, eski, âsâr-ı atîka ilmine ait" bir medeniyet olduğunu, bugün ve yarın için var ve geçerli tek medeniyetin Avrupa medeniyeti olduğunu açıkça ve deliller ileri sürerek ifade eden Şemseddin Sami, İslam medeniyetinin gelişme ve serpilme dönemlerini anlatırken Selçuklu-Osmanlı tecrübesinden hiç bahsetmediği gibi İslam tarihinde ilim-medeniyet merkezi olmuş beldeler arasında da İstanbul dahil hiçbir Selçuklu-Osmanlı şehrine yer vermez. NOT: Tabi bunlar yanlış hareketler ben sadece kendime not tuttuğum için yazıyorum :D
Sayfa 16 - DERGAHKitabı okudu
Reklam
"Millet iradesi nerede devletten kopar da ayrılırsa orada iktidar yaşatmaya imkân bulunmaz." Nurettin Topçu
Modern Ve Geleneksel İnsanın Rüya'ya Bakışı ve Dünyayı Okuyuşu..
üç gece üst üste rüyasında ölmüş dedesinin kendisini pek pis yemekler yemeğe zorladığını gören bir kimse eğer modern bir topluma ait bir birey ise son günlerde edinmeğe başladığı akşam yemeklerinde fazla yemek yeme alışkanlığından vaz geçmeye karar verebilir, bu arada psikiyatristinden acil randevu talebinde bulunabilir; yok eğer bu birey geleneksel bir toplumun bir ferdi ise dedesinin bu davranışı ile kendisine ne anlatmak istediğini merak eder. Aynı realite görüldüğü gibi farklı farklı biçimlerde algılanmaktadır. Birisi gördüğü rüya ile dedesi arasında bir ilişki kurmağa çalışırken diğeri olayı dedesini işin içerisine hiç katmaksızın değerlendirmenin yollarını aramaktadır. Burada normlar da farklıdır. Normlardan biri "sağlıklı yaşamalısın", diğeri ise "atalarınla ilişkini koparmadan yaşamını sürdürmelisin" şeklinde ifade olunabilir. Peter L. Berger, Modernleşme ve Bilinç
Sayfa 189 - DERGAHKitabı okudu
- Yeniden Tenkit Dönemi Başlamalı !! -
Kanaatimiz odur ki kaynakları daha geriye gitse de büyük ölçüde Cumhuriyet devrinde kemikleşmiş ve ders kitaplarına kadar inmiş bir çok hüküm, kabul, değerlendirme ve tasnif, yeni bakış açılarıyla tenkit süzgecinden geçirilmedikçe yakın geçmişte cereyan etmiş tartışmaları gerçek yerlerine oturtmak ve fikrî çabaların mantığını çözmek konusunda yetersizliğe düşmekle kalmayacak, bugün nerede durduğumuzu/nereden başlayacağımızı tesbitte de ciddi zorluklarla karşılaşacağız.
Sayfa 27 - DERGAHKitabı okudu
İslam modernizmi İslamın kendi iç dinamiklerinden, kendini tecdid, tamir ve tadil etme kabiliyetinden neşet eden, güç devşiren bir hareket olmaktan ziyade askeri mağlubiyetlerin doğurduğu aşırı tedirgin bir ortamda dış baskıların ve konjonktürel şartların dayatmaları neticesinde vücut bulan; farklı dozlarda da olsa taklit etmeye yöneldiği Avrupa'nın medeni ve kültürel değerlerinin, başarılarının dini, felsefi ve sosyal kaynaklarını, arka planlarını yeterli ölçüde araştırma, anlama ve kuşatma cehdi gösteremeden İslamla Avrupai değerler arasında ayniyet, benzerlik, uzlaşabilirlik ilişkileri kurarak meşrulaştırmacı ve iknaya yönelik bir tutum takınan; pratikliği, aciz çözümleri öne çıkaran, bu sebeplerden ötürü çok problemli olan bir hareketin adıdır.
Sayfa 217Kitabı okudu
Reklam
Bu kitap , güç devşireceğimiz unsurlar ve tecrübelerden biri olmaları hasebiyle Birinci Cihan Harbi'nde Irak, Suriye ve Filistin cephelerinde kanlarını sebil eden şehitlerimize ithaf edilmiştir.
Sayfa 7 - Dergah Yayınları, 7. Baskı, Aralık 2020, İstanbul
Son
Hesap vermeyecek ve hesap sormayacak kişilerin ismi, cismi, makamı, mevkisi ne olursa olsun cümlesi bizden Irak olsun.
Türkiye bir ihya hareketine, bir diriliş hamlesine, bir yenilenmeye muhtaçtır. Bu ihya ameliyesi, son iki asrın Müslüman aydınlarının anladığı gibi tarihi, devasa İslam ilim, irfan ve kültür mirasını, ayak bastığımız ve bizi var kılan unsurları atlayarak, asr-ı saadet gibi, kaynaklara dönüş gibi, muasır medeniyet seviyesi gibi parlaklıkları ölçüsünde güçlü dayanakları ve derinlikleri olmayan yönelişlerle, hülyalarla olamaz. Olmadığı, olmayacağı artık tarihen de sabittir. Bana sorarsanız son iki asrın asr-ı saadet vurguları ve kaynaklara dönüş hareketi yahut medeniyet edebiyatı kayıpları ve körlükleri arttırmaktan, hiyerarşileri, kronolojileri bozmaktan öte büyük kazançlar sağlamamıştır. Çünkü biz bu çabalarda asr-ı saadetin ve kaynakların yahut medeniyetin gerçek ve sahih yüzünü değil kendimize ve içinde bulunduğumuz şartlara uygun yönlerini, yerlerini aradık, bulduk, bulamadıysak zorla çıkardık; asr-ı saadeti ve kaynakları, medeniyeti kendimize göre bir tasfiyeye (müsadeniz olursa tahrife diyeceğim) tabi tuttuk, onları kendi seviyemize indirdik.
Artık şuurlu bir geriye dönüş yaşanmalıdır. Tarihen hesap soran, tarihi hesap veren bir geriye dönüş. Yani kuvvet ve zaaflarımızı atlamadan, tarihi sürekliliği ihmal etmeden, unuttuklarımızı, unutmak istediklerimizi hatırlayarak, terk ettiklerimizi yeniden tartıya koyarak, geleceği kuvvetle hissederek ciddi bir muhasebe...
Hesap vermeyecek ve hesap sormayacak kişilerin ismi, cismi, makamı, mevki ne olursa olsun cümlesi bizden ırak olsun.
Sayfa 521Kitabı okudu
124 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.