Din İstismarı İle Mücadelede Sahih Dini Bilginin Önemi

Komisyon

Din İstismarı İle Mücadelede Sahih Dini Bilginin Önemi Quotes

You can find Din İstismarı İle Mücadelede Sahih Dini Bilginin Önemi quotes, Din İstismarı İle Mücadelede Sahih Dini Bilginin Önemi book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
aklınıza biri geldi mi asjsbbd
Dini istismar eden yapıların liderleri, kendilerini Yüce Allah’la ve Hz. Peygamber (s.a.s.) ile doğrudan görüşen ve aldığı talimatları müntesiplerine aktaran bir konumda görmektedir. Böylece kendisini Allah tarafından seçilen yüce bir kişi olarak takdim etmekte, bağlılarından tam bir teslimiyet beklemektedir. Onun bu konumunu onaylayan insanlar, her söylediğinin kesin bir şekilde doğru olacağını da peşinen kabullenmiş olmaktadır.
“Din istismarcıları, heva ve hevesleri doğrultusunda insanları yönlendirmek amacıyla yüce dinimiz İslam’ın ana kaynaklarını halktan uzak tutmaya çalışır. Oysa Müslümanlar olarak bizler dinimizi iki ana kaynaktan öğreniriz. Birincisi hidayet rehberimiz olan Kur’an-ı Kerim’dir. İkincisi ise Peygamber Efendimizin çağlara ışık tutan sünnet-i seniyyesidir. Nasıl ki Allah’a iman, peygambere imanı da beraberinde getiriyorsa, Kur’an-ı Kerim’i doğru anlamak ve yaşanan bir hayata dönüştürmek için de Peygamberimizin örnek hayatı ve sahih sünneti vazgeçilmezdir. Zira Kur’an-ı Kerim, Peygamberimize indirilmiş, onunla anlaşılmış ve onun örnekliğinde hayata yansımıştır. Kur’an-ı Kerim, imanımızı diri tutan ve bizi Allah’a yaklaştıran ibadetleri emretmiştir. Namazı nasıl kılacağımızı, orucu nasıl tutacağımızı, zekâtı nasıl vereceğimizi, haccı nasıl yerine getireceğimizi ise bize Peygamberimiz öğretmiştir. Kur’an, iyiliği emredip kötülüğe karşı çıkmayı, hak ve hakikati savunmayı, güvenilir olmayı, şefkat ve merhameti, güzel ahlâk ile bezenmeyi emretmiştir. Bu erdemleri yaşayarak nasıl iyi bir mümin olunabileceği konusunda ise Peygamberimiz hepimize örnek olmuştur.”
Reklam
“Kişi dostunun dini üzeredir. Bu yüzden sizden biri kiminle dost olacağına dikkat etsin.”
DİB (Tirmizî, Zühd, 45.)
Ne zaman ki insan dine hizmet etmeyi bırakıp onu kendi hizmetinde kullanmaya başlamışsa, orada istismar vardır.
İslam’ı şiddetten yana göstermeye çalışanlara fırsat vermemek her Müslüman’ın görevidir. Bu noktada kaba, dışlayıcı, nefret temelli ve tekfir edici bir dilin İslam’la hiçbir bağının olmayacağını idrak edelim. Peygamberimizin eşsiz örnekliğinde, birleştirici, kuşatıcı ve yumuşak bir üslubu benimseyelim. Yüce kitabımızın ifadesiyle, “orta/vasat ümmet” (Bakara, 2/143.) olma yolunda gayret gösterelim. Aşırı uçlara savrulmayan, dengesini ve istikametini koruyan, her türlü taşkınlıktan uzak duran bir toplum olalım. Böyle bir toplumun ancak Allah’ın koyduğu sınırlara uyan, her işi yerli yerince yapan, yasaklarda dolaşmamaya özen gösteren, mutedil bireylerden oluştuğunu hatırlayalım. Şiddet yoluyla yüce dinimizi istismar eden yapıların sebep olduğu İslamofobi (İslam düşmanlığı ve İslam korkusu) ile en güzel mücadelenin bu şekilde olacağını unutmayalım.
“Mümin, ancak Allah’a ve Resûlü’ne mutlak bir itaatle bağlanır. Aklının ve vicdanının kontrolünü bir başkasının eline bırakmaz. Bu itibarla, bir ideolojiye körü körüne teslim olmaya çağıran, sorgulama ve eleştiriye açık olmayan yapılara karşı uyanık olmamız bizler için bir zorunluluktur.”
Reklam
110 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.