Daha önemli bir husus var(dı); bizim şimdi İslâmcılık, Türkçülük-Milliyetçilik, Batıcılık (ilaveten Osmanlıcılık, Adem-i Merkeziyetçilik, İştirakiyyun/Sosyalizm...) diye kolayca çerçeveleyip keskin hatlarla birdiğerinden ayırdığımız fikir akımları ve hareketler, Cumhuriyet ideolojisinin katılaştırdığı üzere/kadar birbirinden kopuk, bütünüyle birbirine muarız, apayrı ve karşıt düşünceler halinde vücut bulmamış ve yollarına böyle devam etmemişlerdi. Hem kronolojik hem de muhteva ve kaynaklar, arayışlar, aktörler itibariyle aralarında yakınlıklar, tedahüller olmuştu, vardı. Birbirinin içinden çıkmış, birdiğerinden etkilenmiş akraba fikirler ve hareketler de denebilirdi bunlara. Zaten aynı coğrafyada, aynı kültür havzası içinde yaşıyor, aynı problemlerle boğuşuyor, "devleti ve dini kurtarmak" başta olmak üzere benzer meseleleri anlamaya ve çözmeye çabalıyorlardı.