Siyaset, bu durumda devlet yönetimini ele geçirme ve bu yönetimi, belli ekonomik grupların çıkarlarını koruma, sürdürme ve meşrulaştırma hedeflerini kapsar. Bu yüzden devletin her etkinliği, eylemi siyasaldır.
Hükümetler eliyle gerçekleştirilen bu eylemler tüm toplumu kaplıyor gibi görünmesine karşılık, özünde belli ekonomik grupların çıkarlarına daha uygundur.
Işte belli ekonomik grupların (simdiye kadar zenginlerin) çikarına uyan politikayı, tüm toplumun çıkarınaymis gibi gösterme becerisine de politika sanatı adı verilmiştir.
Devletin ortaya çıkışı, insan kalabalığının belli bir farklılaşmaya uğramasıyla eşanlamlıdır. Bu farklılaşmada, ekonomik zenginliğin belli bir grup tarafından ele geçirilme mücadelesi belirleyici olmuştur. Böylece zenginliğe elkoyan kesimler, toplumu kendi çıkarlarına uygun biçimde yönetebilmek için düşünce üretmişler, eylemlerle bu düşünceleri hayata geçirmişlerdir.
Politikanın teorik yönü, sonuca pratikle gitmiştir. Teorinin pratiğe dönüştürülmesinde politika yasaları, adalet sistemi, asker ve polis gücü kullanılmıştır. Bu egemenliğin ideolojik yönden pekiştirilmesi için de eğitim sistemi ve din,
politikanın emrinde kullanılmıştır.