Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Dinden Sonra Dinsellik

Luc Ferry

Dinden Sonra Dinsellik Gönderileri

Dinden Sonra Dinsellik kitaplarını, Dinden Sonra Dinsellik sözleri ve alıntılarını, Dinden Sonra Dinsellik yazarlarını, Dinden Sonra Dinsellik yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Oysa ben 'gerçek bir Tanrı'sı olan bir dinle, tuhaf biçimde yalnızca tanrısallığa indirgenmiş bir din arasında fazla fark görmüyorum; çünkü her iki durumda da ortada bir 'gerçek Tanrı' olmadığı kanısındayım. Buna karşılık, benim gözümde asıl önemli olan, her iki dinde, dünyevi olan ya da olmayan bir mutlaklıkla nasıl bir ilişki kurulduğudur. Bu konuda bir yandan senin de bundan kaçınamadığını görüyorum, diğer yandan senin 'felsefi' mutlaklığının dini mutlaklıktan nasıl ayrıldığını anlamakta güçlük çekiyorum. Tam tersine, bana göre bu sadece tanrısallığın başka bir şekilde adlandırılışıdır ve üstelik bu kanıya köklü bir geleneğin izini sürerek varıyorum (ikna olmak için Hegel'i okumak yeterlidir). Dahası, Hegel sonrası 'yapıbozumcular'ın hepsi, Nietzsche'den Marx'a, Heidegger'e kadar tamamı, bu iki mutlaklığı aynı kefeye koydular.
Sayfa 54
Bir ihtiyacın varlığı, yalnızca onun karşılığı da bulunduğunu göstermemekle kalmaz, üstelik çoğu zaman bu ihtimali de ortadan kaldırır. Söz konusu ihtiyacın nesnesinin tamamen ve yalnızca uydurma olması gibi güçlü bir ihtimal her zaman mevcuttur.
Sayfa 53
Reklam
... bir ‘arayış'ın varlığı, ne kadar güçlü de olsa, karşısında her zaman bir ‘karşılık' bulacağı anlamına gelmez.
Sayfa 52
Kaba tabiriyle 'ilkel' dinler, ataların kurduğu geçmiş ile şimdiki zaman arasındaki bir ayrılışın dinleridir. Kutsal, (işleyiş için de tanrısal nitelik kazanmış olan) geçmişin temeli ile bundan böyle ayrı bir güç sayılacak olan iktidar arasındaki bağın kurulmasıyla ortaya çıkmıştır. Doğa ile doğaüstünün maddesel karşılaşmasında kutsallık vardır.
Sayfa 41
Voltaire'in ezberden tekrarlayacağım şu ünlü cümlesinde bile görülmektedir: Tanrı insanı kendi suretinden yarattı, insan da bu sureti ona geri verdi.
...din, halkın afyonu ya da nihilizm, veya bütün insanlığa ait bir takıntı nevrozudur; hepsinde de aynı yapıyla, yani 'fetişizm'le açıklanır. Tanrı fikri diye bir ürün yaratan ve daha sonra da bunu tamamıyla kendisinin yaratmış olduğunu unutan, yarı-hayali, yarı-akılcı bir zihinsel etkinliktir.
Reklam
Dinin bir başlangıcı ve bir sonu vardır...
Pozitivist ya da tarihçi bir açıdan bakarak, akıl ve bilimin aydınlığıyla birlikte eskimiş bütün boş inançlar gibi dinin yanılsamaları da ortadan kalkmıştır
dinsel olan da, kah mutlak olana duyulan özlem, kah anlam arayışı, kah ölümün sorgulanması şeklinde günümüzde varlığını hala sürdürüyor, en radikal indir­ gemecilerin bile anlam vermekte zorlandığı bir boşluk olarak yerini koruyor. Günümüzde 'dinleı' çökerken, 'dinsel olan'ın nasıl yerinde kaldığını buradan anlama­ mız mümkün.
laik ahlak, bize İnsan Hakları Bildirgesi'nin içeriği dışında ne söylemiştir? Ahiakın temeli, başkalarına say­ gı duymak; başkalarının hakları, özgürlüğü ve saygın­ lığına saygı göstermektir. Çok güzel. Ancak, başkaları­ nın hakları, özgürlüğü ve saygınlığına kusursuzca say­ gı gösterebilir, bütün hayatınız boyunca insan haklarını eksiksizce uygulayabilir ve hatta insan haklarının da ötesine geçerek, ermişliğin en kusursuz hallerini sergi­ leyebilirsiniz. Oysa bütün bunlar, insan varoluşunun te­ melindeki sorulara kesinlikle hiçbir biçimde cevap ver­ meyecektir. Örneğin, yaşlanmak neye yarar, çocuklar nasıl yetiştirilmelidir, sevdiğimiz birinin yasıyla nasıl başa çıkılabilir ya da kısaca günlük hayatın sıkıntısı ve bayağılığına nasıl katlanılabilir? Başka bir ifadeyle, es­ kiden dinsel ve metafizik söylemin içinde yer alan tüm bu ve benzeri sorular, bugün ahlak söyleminin kapsa­ mında yer almazlar. Dahası, laik ahlak anlayışları, bun­ lar hakkında hiçbir şey söylemez.
22 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.