Kur’an-ı Kerim öyle bir mesajdır ki, bu mesajın ulaştığı herkesin iki ana erdeme sahip olması mümkündür: DÜŞÜNCE SAHİBİ OLMA ERDEMİ; KENDİSİNDE VAROLANI PAYLAŞABİLME ERDEMİ. Ancak bu mukaddes mesajı yeterli görmeyenler, din tüccarları ya da bu tüccarların mal gibi kullandıkları insanlar “din bilgini, hoca, efendi, hazret” olarak tanıttıkları adamların ta kendisidir. KUR’AN TEK BAŞINA YETERLİ DEĞİLDİR diyenler, “Günü gelince her ümmete kendilerinden bir şâhit göndeririz ve seni de bunların üzerine şâhit olarak getiririz. Biz bu Kitab’ı sana her şey için bir açıklama, bir hidayet ve rahmet kaynağı, Müslümanlar için bir müjde olarak indirdik.” (Nahl/89) ayetine muhalif olan sapkın din tüccarları ya da bu din tüccarlarının mal olarak kullandığı insanlardır. Kur’an-ı Kerim’in her şeye cevap olabileceği Kur’an-ı Kerim’de yazılıyken ne yazık ki, insanlar kör, sağır ve dilsiz olarak akledemezler!” Elinizdeki kitap, cemaatlerin, akımların ve partilerin gölgesinden uzak, akıl ve vicdan sentezinin bir ürünüdür..
