Beğenmediğimiz, işimize gelmeyen her şeyi, içinde yaşadığımız toplumun ve ona ev sahipliği yapan toprakların üzerindeki bir tür lanetin sonucuymuş gibi görmek, bir parça rahatlatıyor galiba bizi. Suçu ve sorumluluğu asla değiştiremeyeceğimize inandığımız bir kültürel yapının üzerine atarak, kendi edilginliğimize kabul edilebilir bir mazeret bulduğumuza inanıyoruz.