Direnme Savaşı Quotes
You can find Direnme Savaşı quotes, Direnme Savaşı book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Görkemli, lüks ama utanç dolu yaşayış.
Yalın, özgür ama onurlu hayat.
Sayfa 244 - Oda Yayınları
İşin tatlı yanı bitmişti. Şimdi perde kanlı ve acılı bölüme başlamak üzere açılıyordu.
Anlamıştım ki geçmişte olan şeyler tarihe gömülüp gider. Ancak ve yalnızca içinde bulunduğumuz an her şeyi tayin edecektir. Bunun içindir ki, yaşayacak bir dakikam bile kalsa, hiç olmazsa o anda saygınlığımı korumam gerekiyordu. Sürekli olarak kötülüğe karşı mücadele etmek yani içinize yerleşmiş olan bireyciliğe karşı koymak, onun başını kaldırmasına, doğrulmasına, genişlemesine, filizlenmesine izin vermemek gerekir; temel ereğimiz, başlıca amacımız bu olmalıdır. Tüm kusurları düzeltmek, tüm zararlı otları ayıklamak, en iyi politikamız olmalıdır.
Sayfa 64 - Oda Yayınları, 3.Basım, Nisan 1977
Öyle garip anlar geliyordu ki, ölümü tıpkı açlık ve yorgunluk gibi, somut bedensel bir biçimde duyuyordum. Kendi kendime diyordum ki: «Haydi, tam anlamıyla zafere ulaşabilmek için birkaç saat daha dayanalım. Dünyada en şanlı ve onurlu şey, devrim için ölmektir. Babalarından yoksun kalan çocuklarım böylelikle paha biçilmez bir mirasa sahip olacaklar, gerçek bir ihtilâlci gibi hareket ettim».
Sayfa 34 - Oda Yayınları, 3.Basım, Nisan 1977
Yiyin efendiler yiyin
Yutma felsefesinin canlı örneği. Lezzetle yutulacak lokmalar karşılığında kendini satmaya hazır et ve kemikten bir baş belâsının el hareketleri, konuşması, davranışı… İdeallere, yurda, yurttaşlara boş geç! Yutmak yeter! Her şeyin üstünde yutmak! Her zaman yutmak. Saygon’da iktidarı ellerinde bulunduranlar da aynı hamurdan yoğrulmuşlardı. Bir takım farklar dışında: açık sözlülük yok, “milliyetçi” renklerle boyanmış dış görünüş fazladan ve yenilen şey farklı Saygon’dakiler patlayıncaya dek dolar yutuyorlardı.
Bu denizcinin, utanmadan ve felsefesini böylesini yüzsüzce yaymaya çalışması beni şaşırtmayacak gibi değildi.
Sayfa 306 - Oda Yayınları
Düşman, tutuklunun ideolojisini bastırmak, yıkmak için en sert, en vahşi şekilde dövüyor, ısrarla eziyet ediyor, her tutukluyu ya da küçük tutuklu grubunu ayrı ayrı falaka çekiyor, insanın vücudu dayanamayana kadar işkence ediyordu. Sonunda tutukluya iki yol kalıyordu: Ya yaşayabilmek için teslim olmak, ya da Devrim’e sadık kalmak için öldürülmeyi kabul etmek. Bu noktaya varıncaya kadar ancak, Devrim için ölmeye kararlı olan onurunu kurtarabilirdi.
Sayfa 97 - Oda Yayınları