Diriliş
Lev TolstoyDiriliş Gönderileri
Diriliş kitaplarını, Diriliş sözleri ve alıntılarını, Diriliş yazarlarını, Diriliş yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Is inequality inherently unjust?
"Fakat köylülerin yardıma oldukça fazla ihtiyacı var. Köyden yeni döndüm. O zavallılar, güçlerinin son damlasına kadar çalışıyorlar, yine de yetecek kadar yiyecek bulamıyorlardı. Biz ise gösteriş içinde yüzüyoruz."
"Yani ne demek istiyorsun? Çalışıp çalışıp da hiçbir şey yemeyelim mi?"
"Yo, bunu demek istememiştim." Nehludov elinde olmadan gülümsüyordu. "Yalnız; hepimizin çalışması, hepimizin karnının doyması gerektiğini söylemek istedim."
Toprak bu insanların çalışmasından yararlanarak geçinen kişilerin elindeydi. Ellerinde olmadığı için ölüp giden bu insanlara bu kadar gerekli olan toprağı, açlıktan ölme derecesindeki bu insanlar sürüyor, işliyordu, satılan ürünle ise toprak sahipleri kendilerine şapkalar, bastonlar, gümüş takımlar ve arabalar alıyorlardı... Nehludov artık bunu çok iyi anlıyordu.
Nehludov, "Bütün bunlar neden?" diye düşündü, içindeki o manevi bulantıyı her zamankinden daha şiddetle duydu.
Onu en fazla şaşırtan şey Katyuşa'nın durumundan utanmamasıydı. Mahkûmluğundan utanıyordu, ama fahişe olmak onu hiç etkilemiyordu. Üstelik bundan gurur duyuyor gibi de bir hali vardı. Başka türlü de olamazdı zaten. Herkes yaşayabilmek için yaptığı işin önemli, iyi bir iş olduğunu düşünmek zorunda kalırdı. Bu nedenle, insan kendisi için, ne durumda olursa olsun, işini önemli, iyi kılabilecek bir yaşam görüşü yaratırdı. Genellikle bir hırsızın, bir katilin, bir fahişenin, bir casusun işinin kötü olduğunu düşünerek bu durumdan utanç duyduğu sanılır. Bunun tam aksi doğrudur oysa. Ustalıklarıyla övünen hırsızları, sefaletlerini savunan fahişeleri, zulümlerinden gurur duyan katilleri görmek bizi şaşırtır. Oysa bu şaşkınlığımız ancak bu insanların yaşadığı çevrenin, atmosferin sınırlı olmasından, bizim bu sınırın dışında kalmamızdandır.
"İnsan çoğu zaman kendini... Kendi kendine başkalarını yargılamaya hakkı olmadığını anlıyor."
Doğruya sevketmek varımdır?
Herkesi affetmek... Sayısız kereler affetmek... Kendisi de suçlu olmayan bir kimse yoktu ve böylece başkalarını cezalandırmak ve doğruya sevketmek diye bir şey MÜMKÜN DEĞİLLLL.
Sayfa 556 - akvaryumKitabı okudu
sorguluyorum
"Başkalarının görmediği şeyleri gördüğüm için ben mi deliyim? Yoksa gördüğüm şeyleri yaptıkları için onlar mı deli?"
Sayfa 523 - akvaryum yayıncılıkKitabı okudu
Diriliş...
Ruhunu o zamana kadar duymadığı bir mutluluk, bir sevinç kapladı... Sanki o uzun yorgunluk ve acı günleri bitmiş, rahatı ve özgürlüğü bulmuştu...
Sayfa 446Kitabı okudu
Herkesi her zaman affetmek... Sayısız kereler affetmek... Kendisi de suçlu olmayan kimse yoktu ve böylece başkalarını cezalandırmak ve doğruya sevk etmek diye bir şey mümkün değildi...
Sayfa 444Kitabı okudu
"Bu böyle olmalı... Sen de... Sen de yaşamalısın... Hayattan nasibini almalısın."
Sayfa 436Kitabı okudu