Freudiyen bir yaklaşımla kadının toplumsal yeri üzerine derin bir analiz içeren muazzam kitap. aslında toplumsal yeri demek çok hafif bir tabir. Buna toplumsal rolü, atfedilen rol, olunmasını istenilen rol desem daha doğru olur. Keza kitap, çekicilik, güven patlaması, gösteriş gibi kavramlar üzerinden kadınların kendilerini göstermeye çalışmasını ve bu çabanın arkasında aslında bir hiç gibi hissettikleri, içine düştükleri değersizlik düşüncesiyle kamusal alanda kendilerinden istenilen rollere dört elle sarılmaları meselesi ele alınıyor.
Ancak bu noktada Freudiyen bir yaklaşımdan önce Habermas'cı bir yaklaşımla kamusal alanın ne olduğu üzerine derin bir sorgulamaya girmemiz gerekmekte diye düşünüyorum. Toplum yozlaştırır felsefesinin günümüz versiyonu kamusal alanın yozlaştırıcı algısal etkinliği kadın üzerinde oluşan narsistik kişilik sorununun doğrudan sorumlusudur. -ki sadece kadın için de geçerli değildir bu baskılama durumu.
Kitap özelinde kadının narsist olma sürecini çocukluk, tecrübe ve gelişen sosyal ilişkileri içerisinde irdeleyen Wardetzki, okuyucunun bakış açısını değiştirecek tespitleri elde etmiş. Kamusal alana hakim olan söylemin talep ettiği kadın profiline aynı zamanda arzu edilen olarak tasarlaması kadını var olan içerisinde talep eden noktasına getirmektedir. Aslında koca bir distopyanın içerisindeyiz ve su ile kavga ediyoruz. Bu savaşımı verirken kendimize biçilen toplumsal ''rol''e uymaya çabalıyoruz.
Bu durumun psikolojimize ve özelde kadın psikolojisine olan etkisini merak ediyorsanız okumadan geçmemeniz gereken kitaplardan.