Dişi Örümcek
Refik Halid KarayDişi Örümcek Gönderileri
Dişi Örümcek kitaplarını, Dişi Örümcek sözleri ve alıntılarını, Dişi Örümcek yazarlarını, Dişi Örümcek yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Viskonsül artık bu hava değişikliklerini bir meteoroloji mütehassısı gibi bazı hal ve tavırlara bakarak vukuundan önce gayet iyi sezmeye,, Nurper yaradılıştaki kadın mizacının ustası olmaya başlamıştı.
Viskonsül'ün yaşlı bekar hayatına velevki yorgunluk ve mahcupluk mukabili de olsa Nurper tazeliğini serpecek, ömrünün gittikçe durgunlaşıp kararmasını beklediği son yıllarını ışıklayıp renklendirecek , dinamizmiyle canlandıracak, tamir görmüş, boyanıp modern şekle sokulmuş eski yapı ahşap bir ev gibi ilaveler belli olmakla beraber yine de mamur, şen, sevimli bir hale sokacaktı.
Viskonsil genç kadındaki bu, kendisiyle evlenme inadının sebebini bulmakta güçlük çekiyordu
"Beraber Amerikaya gidiyorduk; evlenecektik, tabii... Orada çiftlik işletecektik; filmlerde görüyoruz, ya... Babasından arazi kalmış, biraz parası da varmış"
-" İyi bir proje; reddetmemeliydin, yavrum..."
"Ayıp değil mi sana? Bir müslüman kızına bunu mu nasihat ediyorsun?
-"Aşk din, iman tanımaz da..."
Otuz, otuz beş yaşında bulunmadığına Hayati ilk defa derinine hayıflandı; zira Nurper şu anda öyle diri, sağlam, tam gelişmiş çağda ve korkunççasına cismani kudrette idi ki karşısındakine adaleli, pazılı, çevik ve haşin bir erkek, bir haydut olmak lüzumunu hissettiriyordu... Rişar gibi biri! Son harbi Pasifik adalarında geçirmiş, komandolarda çalışmış, sırımlaşmış ve gangsterlerdeki insafsız soğukkanlılığa erişerek yüreği de adaleleri nispetinde nasır tutmuş bir 1940-45 askeri! Hemen oracıkta saçlarından yakalayıp yere çökertecek bir Kazak neferi!
"Ancak böyle biri onun hakkından gelebilir," diye düşünüyor ve o sebepten kaşlarını çatmış, genç kadına surat edercesine bakıyordu.
"Böyle bir erkek Nurper'i muma çevirir. Rastladıkları her sünepe, salak, iradesiz... Yaşlısı genci benim nevimden!"
Kendini ne kadar da naza çekiyorsun, şekerim! Şimdi şu ıslak ellerimle yanaklarını okşarım, ha!
"Buyur güzelim" dedi "doğru yukarı çık. sofra hazır. Ben senin için kabak kızartıyorum; tarator da yaptım. Karşılıklı rakı içeceğiz."
Genç kadınla dargın kalan yoktu; ayrıldığı kocaları bile! Yarın Bahtiyar bey, hele karısını memlekette bırakıp tek başına buraya dönerse mektuplaşmanın bir mebusluğa mal olduğunu unutarak yine Nurper'in güneşi etrafında peyk bir küre gibi dönüp dolaşacaktı. Kadındaki cazibelilik öylesine kuvvetliydi ki ne zarar görürse görsün kimse kin tutamıyordu. Hatta zarar gördüğü nisbette bağlanıyordu.