Hayat şartlarının değişmesi ve modern dünyanın etkisi ile başkalaşan düşünce sistemi, Divân edebiyatının halktan tamamiyle kopmasına yol açmıştır. Ancak daha da önemlisi, Cumhuriyetle birlikte, pek çok alanda olduğu gibi, Divân edebiyatına karşı da organize bir düşmanlığın başlamış olmasıdır. Saray edebiyatı, yüksek zümre edebiyatı edebiyatı, aristokrat edebiyatı, havas edebiyatı gibi yakıştırmalarla âdeta bir suçlu muamelesi yapılmış ve başta aydınlar olmak üzere Batı alternatifi karşısında bu edebiyat küçümsenmiştir.
Yandırdı şevkin cânımı ey derde dermân kandesin
Cânıma cân sensin velî ister seni cân kandesin
*
Arzun canımı yandırdı ey derde derman, neredesin
Canımda can sensin ama yine de seni ister can, neredesin
Sevilen ay parçasıdır, zaman zaman güneştir. Boyu Tuba ağacı, yahut servi, saçları sünbül veya misktir. Yanakları gül ya da lâleyi andırır. Gözleri nergis gibi baygın bakar. Kaşları yay, kirpikleri oktur. Gamzesi kılıç veya hançer olup âşığın bağrına saplanır. Dudaklar hokka yahut mücevher kutusudur. Dişler ise bu kutu içindeki incilerdir. Yine dudak bir nokta kadar küçük, bazen hiç yoktur. Bu dudak âb-ı hayât bağışlar.
Ondan bir kere içen bir daha ölmez; ama içebilen olmamıştır. Çünkü o daima nazlanır. Vâd eder, ama sözünde durmaz.