Divan-ı Kebir Sözleri ve Alıntıları
Divan-ı Kebir sözleri ve alıntılarını, Divan-ı Kebir kitap alıntılarını, Divan-ı Kebir en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"O kadar koşmayın, o kadar yorulmayın; şu yerin altında çırak ne olmuşsa, usta da o olmuştur."
Neden kendine gelmiyorsun diyorsun bana; kendimi göster de geleyim kendime.
"Aşık balıktır, aşksa denizdir sanki... Balık denizde oldukça usanır mı, bıkar mı denizden.?
GÖNLÜNDE kelimelere ihtiyaç duymayan bir ses var DİNLE.
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Sustum, sözü bıraktım artık.
Sözün ötesini bekle..
''O kadar koşmayın, o kadar yorulmayın; şu yerin altında çırak ne olmuşsa, usta da o olmuştur!''
"Aşksız geçen ömrü, ömür sayma. Onu hiç hesaba katma."
Ben, uykudan uyanınca, benim aklım olur, düşüncem olur, gelir beni bulur. Uykum gelip de uyusam, bu defa gelir, rüyama girer.
''Kapalı kapı nasıl açılır? Anahtara düşman kesilmişsin...''
Dert daima insana yol gösterir...
Ey gülen bahar, lâmekândan geldin yetiştin. Sen az çok yârimize benziyorsun,
ne gördün ondan?
Güler yüzlü, tazesin, yemyeşil ve hoş kokulusun. Yârimizle aynı renktesin,
ondan mı satın aldın rengini?
Daha ne kadar zaman; "Çârem ne;
dermânım ne?" deyip duracaksın?
Sana kim çâre aratıyor?
Sen O'nu ara!
GAZEL 62
Tanrı bizi bu âleme niçin getirdi?
Âlemi gürültülere boğalım diye;
zaten onun zinciri delileri daha da deli eder.
Bu aşka nerden aman bulacağız ki gökyüzü bile o büyük yayda, âşıklar gibi alt-üst olup gerile kalmış, gökyüzü bile onun tuzağına tutulmuş.
Şaşılacak derecede güzel, şaşılacak kadar şuh bir aşk ki canımıza neşe verdi; evet, her gece sarhoş, kendinden bile habersizce gel, gir kapıdan içeri.
Ey aşk, kanımı içmişsin, sabrımı, kararımı almışsın, senin geceleyin, gündüzün yapageldiğin sınamalar yüzünden seher gibi gizlenmişim, ne gecem belli, ne gündüzüm.
Sayfa 86 - KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI 1.CİLT ☪ 2.BASKI 2000 ANKARAKitabı okudu
Kaldır sürahiyi, bırak zahitliği, o mübah şarap kadehini dik başına da rahata - huzura kavuş.
Ey yarına âşık kişi, sarhoşların halkasında, lalelikte, gül bahçesinde bugüne bak, bugün çek kadehi.
Ey hercâi maskara, buyruk yürütme törenince öylesine sarhoşluk et ki sonucu geç şu varlıktan.
Sayfa 254 - 2. defter, b.: 2066-8
Orucu, şaşılacak bir şey bil; adama can bağışlıyor, gönül veriyor, şaşmak istiyorsan oruca şaş.
Yaşayış göğüne ağlamak, mi'râc etmek istiyorsan bil ki oruç, meydandaki Arap atındır senin.
Oruç can gözünün açılması için bedenleri kör eder; senin gönül gözün kör de o yüzden hiçbir ibâdet, o aydınlığı vermiyor sana.
Şu oruç her hayvanın yaşayışına noksan verir; onun içindir ki oruç insanın insanlığını olgunlaştırmaya mahsustur.
Âşıkların yaşayışları, beden mutfağı yüzünden kararmıştı, mutfaklarını aydınlatmak için çıktı-geldi oruç.
Dünyâda şeytanın kanını içen bir boçağa benzer oruçtan daha fazla öldürücü,
ya da fazla kan dökücü bir şey var mıdır?
Şu sultânın tapısında gizli, özel hizmete koşulmuş, tez fayda verir ki zavallı balığı bile su, o kadar tazeleştiremez.
Oruç, özlem çekenlerin gönüllerini, canlarını öylesine tazeleştirir ki zavallı balığı bile su, o kadar tazeleştiremez.
Savaş erinin bedeninde, gönül maksadına erişme yolunda oruç, yüzbinlerce canın yaşayışından da daha iyidir.
İman, beş direk üstüne kurulmuştur ama vallahi o direklerin en büyüğü oruçtur.
Tanrı, her beşinde de orucu, orucun kaderini gizlemiştir; zâti oruç, Kadir Gecesi gibi gizlidir.
Sayfa 635 - 7. Defter, b.: 8448-58