Mevlânâ'dan seçme yapmayı önceden de denemiştik; gerçekten de bu, çok, hem de pek çok güç bir şeydi. Hemen her şiirini irticalen söyleyen Mevlânâ'nın, dibi, kıyısı görünmeyen, ufku gidildikçe giden, dalgası, köpüğü, coşkunluğu eksilmeyen, fakat hiç bulunmayan, boğmayıp yaşatan, ürkütmeyip okşayan, düşündüren, insanı kendinden alan, tezadlar âlemindeki vahdet manzümesini önlere seren düşüncesi, söz, sözüyse şiir oluyor; hangisini seçelim?
Bu çok zor işe Mevlânâ'nın aşkıyle başladık. Mevlevi nezrine uyduk, 81 şiir sunduk. Mevlânâ'nın yaşayışını ilgilendiren, fâni hayattan ebediyete göçüşünü düşünen, düşündüren şiirleriyle dünyâ görüşüne âid şiirlerini üç bölüme ayırdık; böylece bu seçmeler meydana geldi.
Epeyce ihtiyar bir çağdaki bu çalışmamızda bize gayret veren, bizi gençleştiren, ancak Mevlânâ aşkıdır. Biz artık susalım; aşk söylesin, Mevlânâmız dile gelsin.
Abdülbâki Gölpınarlı